Mevlid-i Şerif'in annesi: Prof. Necla Pekolcay

Ne güzel bir pınardır Mevlid-i Şerif... Özgün ismi "Vesiletün Necat" olan ve hemen her vesileyle - doğum, ölüm, evlilik, hayır-hasenad için okunur - ve özellikle de kandil gecelerinde camilerimizde okunur. Müellifi Süleyman Çelebi'nin bu hikmetli eseri kaleme almasıyla ilgili yaygın rivayet şöyledir:

Onun Bursa Ulucami'de imamlık yaptığı yıllarda bir vâiz, Bakara sûresinin 285. âyetini açıklarken peygamberler arasında bir fark bulunmadığını, bu sebeple Hz. Muhammed'in (sav) Hz. Îsâ'dan ve diğer peygamberlerden üstün olmadığını söyleyince, cemaatten bazıları ayağa kalkmış, itiraz etmiş, tartışmalar büyümüş, bu arada Süleyman Çelebi, "Ölmeyip Îsâ göğe bulduğu yol Ümmetinden olmak için idi ol" beytini söyleyivermiş... Ardından da büyük bir aşkla Hz. Peygamber'in (sav) sevgisini terennüm edecek ve onun hayatının bazı bölümlerini içine alacak o muhteşem eseri kaleme almıştır...

Peki, bu muhteşem eser sadece hafızların diliyle söylenerek mi gelmiştir bugüne Yani onu günümüz yazı şekliyle, kullandığımız alfabe sistemiyle çağın idrakine hediye eden kimdir

Sizlere bugün birkaç satırla bahsederek yad etmek istediğim hocaların hocası Necla Pekolcay Hanımefendi, Vesiletün Necat'ı, yani Mevlid-i Şerif'i yeni harflerle yeniden bize tanıtan çok müşfik bir hocahanımdı... Bizler onu Belkız İbrahimhakkıoğlu ve Ayla Ağabegüm hanımefendilerden dinledik... Kısıtlı imkanlarla büyük hedeflere doğru yol alabilmek için muhakkak ki sabır ve rikkat gerekir derler... İşte bu iki haslet Necla Hocahanımın en mümeyyiz vasıflarındandır...

Hem maddi çalışma, say, gayret ve çaba... Hem de inandığı, azmettiği kültürel, geleneksel yolun manevi icapları... Onun hayatını sanki bir masal, sanki bir menkıbe gibi dinlerken... Bir dervişin nefeslerini, soluk alış verişini de terennüm ediyorsunuz... Sağlığında kendisine hizmet etme şerefine erişemedim... Ama idealizmine gönül vermiş evlatlarından bir evlat olarak hem ömür verdiği ilmi çabaya saygı duyuyorum, hem de yaşantısını kendimce örnek almaya çalışıyorum...

Prof. Ayşe Necla Pekolcay; İstanbul, Fatih'te 1 Ağustos 1925'te doğdu, babası Dr. Ali Rıza Pekolcay'dı, annesi Saraya mensup bir aileden gelen Hacı Seyyidzâde Emine Saibe Hanımdır. İstanbul Üniversitesi'nin ilk kadın filologu unvanını taşıyan Pekolcay, bir edebiyat tarihçisi, araştırıcı, yazar, üniversite hocasıdır; orta öğretim kurumlarında ders vermiştir.

İlâhiyat fakültesindeki İslami Türk Edebiyatı kürsüsünün kurucularından olmuş; aralarında bakanlar, milletvekilleri, Diyanet İşleri başkanı ve akademisyenler olan birçok talebe yetiştirmiştir.

Sonradan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olan İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde 1992'deki emekliliğine dek İslami Türk Edebiyatı alanında hocalık yapıp; ardından aynı fakülteye geri dönerek, bu kez 1997'ye kadar çalışmıştır. Kendisi ilim hayatını sürdürdüğü Marmara Üniversitesi'nin onur kitabına geçmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi'nin yazarlarından olan Pekolcay, başta Sainte-Pulcherie Fransız Kız Ortaokulu olmak üzere birçok orta öğrenim kurumunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yapmıştır. Emeklilik dönemi geldiğinde, yoğun çalışma hayatı nedeniyle uzak kaldığı, doğup büyüdüğü İstanbul'un tarihî mekanları ve tabii güzelliklerinden doyasıya faydalanmak istese de vazife yine kendisine engel olmuş; çağrıldığı üniversiteye geri dönmüştür.