Hz. Hatice Validemizin ilham veren faziletleri...

Hazret-i Ayşe (ra) şöyle anlatır:

Hz. Peygamber (sav) yanımızdayken yaşlı bir kadın geldi ve Peygamberimiz (sav) ona kim olduğunu sordu...

"Ben Cessame el-Müzeniyye'yim." dedi. Allah Resulü (sav) ona şöyle mukabele etti: "Hayır, aksine sen Hassane el-Müzeniyye'sin." Onun ismini daha güzeline dönüştürdü böylece ve ekledi:

"Biz görmeyeli nasılsınız, şimdiye kadar ne yaptınız, neler ettiniz" dedi

"Anam-babam Size feda olsun Ya Resulullah! İyiyiz hamdolsun Ya Resulullah!' diye cevap verdi kadın. Bir müddet sonra da çıkıp gitti. Ardından Resulullaha (sav) sordum:

"Bu yaşlı kadına ne kadar da iltifat ettiniz' deyince Allah Resulü şöyle cevap verdi:

"O kadın, bizim Hatice'nin arkadaşıydı, hayattayken bize gelip giderdi. Vefa göstermek imandandır ey Ayşe!'

Bu hadis beni her zaman çok duygulandırır. Düşününüz ki Hz. Hatice o kadar sevilmiş, takdir edilmiş bir hanımdır ki, Resulullah (sav) onun arkadaşlarına bile iltifat etmektedir. Hatta yine Peygamberimizin ifadesiyle 'Zamanının en hayırlı kadını Meryem idi. Bu zamanın en hayırlı kadını ise Hatice'dir."

Cennet kadınlarının sultanlarından olan Hz.Hatice Validemizin bazı özelliklerini, faziletlerini, bugünkü İslam kadınları olarak yeniden hatırlamak, ve kuşanarak ihya etmek, öyle zannediyorum ki hepimizin vazifesidir...

Hz.Hatice Validemiz çok iyi huylu bir kadındı ve sağlam bir yol arkadaşıydı... Anlayış ve feraseti İslam tarihlerinde her zaman belirgin hatlarla anlatılmıştır. Özellikle Nebi (s.a.v.)'in peygamberliğinden önceki inziva yılları, keza Peygamberliğin gelmesiyle birlikte bu büyük vazifenin kendisinde meydana getirdiği devasa sorumluluk anları ve dini tebliğ vazifesi esnasında karşılaştığı sayısız saldırı, yalnızlaştırma çabaları ve eziyetler karşısında, kendisine tam anlamıyla destek veren ve onu teskin eden Hz. Hatice (r.a.)'nın ta kendisiydi

Hz.Hatice Validemiz tertemiz bir soyun mensubuydu. Soylu ve saygın bir aileye mensuptu. Ailesinin ticaretle meşguliyeti, ikram sever ve cömert bir kültürle yetişmiş olması, seyyahlarla ve bilge kişilerle irtibatlı oluşları, onları seçkin bir aile konumuna getirmişti. Soyunun üst atalarda Resulullah Efendimizin (sav) ataları ile birleşmesi dolayısıyla da aynı zamanda Peygamberimizle (sav) akraba idi. Gerek hürmet duyulan bir ailenin mensubu olması, gerekse maddi açıdan hatırı sayılır bir konumda olması, onun 'Mekke'nin tahiresi' namıyla anılmasına yol açmıştı.