Gençler ne istiyor

2022'nin başından beri her hafta düzenli olarak gençlerle özellikle üniversitelilerle toplantılarımız oluyor. Hemen her bölgeden olmasına özen gösterdiğimiz bu buluşmalarda, bizim gündelik yaşamda yetişkinler olarak dert edindiğimiz her meselenin gölgesinin onların üzerine de düştüğünü fark ediyor insan. Bizim gençlik günlerimizde politik davaların peşinde koşmak her şey demekti, gündelik hayata dair yakınmaları konuşmak ise, pek de makbul karşılanmazdı. Ama son 8 aylık izlenimlerimde, üniversiteli gençleri günlük yaşamın içinde oluşlarıyla gördüğümü söyleyerek başlayayım. Pek tabii hayat pahalılığı ve barınma ihtiyacı en çok konuşulan konulardan...Gündelik yaşamdan konuşmak, gençlerde umutsuz bir tonda devam etmiyor ama. Okulu bitirdiklerinde hayata atılmak en büyük hayalleri. Bizim gençliğimizde Sağ, Sol ve İslami kesim gençlikleri, ideal paydasında birleşirler ve geleceğe dair bir kaygıdan asla bahsetmezlerdi. Sadece bahsetmemek değil, yaşam koşullarımız çok kolay olmadığı halde dahi, bunu mesele etmezdik. Bize sorulduğunda veya kendi aramızda konuşurken bile en ufak bir umutsuzluğa düşmek söz konusu olmazdı. Yeni nesil için gerçekçiler mi demek gerek, yoksa pesimistler mi demek gerek, tam emin değilim ama geleceğe dair belirsizlik kaygısı taşıyorlar. Bunun altında küresel ve çağa dair sebepler olduğu kadar, tüketim araçlarının yönlendirmesi de vardır kuşkusuz. Ama bu durum dikkat çekici bir seviyede. Onların kaygılarını giderecek bir dil üretmemiz gerekiyor. Hocalarının, yazarların, yaşça büyük, tecrübeli kişilerin ve özellikle politikacıların, içtenlikli bir dille konuşmalarını istiyorlar. Çoğu genç kendilerine dikte edildiğini, mesela; "gençler, sizlerle birlikte neler yapabiliriz' denmediğini dile getiriyor. "Siyaset ve devlet, gençleri ortak projelere daha çok çağırmalı, birlikte iş yapmaktan doğacak sinerjiye hepimizin ihtiyacı var' diyorlar... Liyakat kaygısını çokça işitiyoruz gençlerden. Büyükler olarak bu ciddi güvensizliğin sebeplerini bulup çözmemiz gerekiyor. Mesela mülakat sistemini çok eleştiriyorlar, eşitlik manasında nesnel ve şeffaf bulamadıkları her konuda çarçabuk demoralize olabiliyorlar. "Şüphe ve moral bozukluğu, geleceğe dair tüm hayallerimizin önünü kesiyor' diyorlar... Politik kamplaşmalar, bizim öğrencilik dönemizdeki kadar keskin- belirgin değil. Birbirleriyle iletişime çok daha açıklar. Küresel iletişim ağları içinde büyüdüklerinden, eskinin sert kimlikçi hafızası gençlere sanki intikal edememiş gibi gözüküyor. Birbirleriyle iletişime geçtikleri için, hatta iletişim onların hayatı yaşama şekli olduğu için de diyebiliriz, yeni, arakesiti geniş, melezleşmiş kültürel çevreler içindeler. Farklılıklar eskisi gibi kimlik elbisesi şeklinde bedene tam olarak oturan bir ifade biçimi şeklinde algılanmıyor. Farklılıklar; bir gezi rehberinde henüz görmediğiniz şehirler hakkında bilgi almak veya fuarda değişik ürünleri incelemek gibi, daha yüzeysel