Rusya'nın nükleer enerjili yeni füzesiBurevestnik'in testleri tamamlandı. Sonuçlara göre füze, 15 saat boyunca uçabiliyor ve 14 bin kilometrelik menzile ulaşabiliyor. Bu da teorik olarak ABD'ye kadar erişebildiği anlamına geliyor...
Putin'in yeni silahlarla ilgili mesajları, nükleer başlıkların kimde daha fazla olduğu yönündeki Rusya-ABD çekişmesinin yeni bir pazarlık evresine dönüştüğünü gösteriyor. Putin'in bu son hamlesi, Trump'ın çıtayı yükselterek cevap vermesine sebep oldu. Hatta nükleer anlaşmanın bozulup bozulmayacağı bile gündeme geldi. Trump, nükleer denemelerden bahsetti ve bu nükleer söylem üzerinden yürüyen caydırıcı ağız dalaşının uzun süreceği anlaşılıyor.Peki, bu nükleer içerikli söz düellosundan nasıl bir sonuç çıkar Trump-Putin görüşmesinin şimdilik masadan kalkmasının bu gelişmeyle bir ilgisi var mıGörünür olan şu ki;Rusya, Ukrayna konusunda istediği sonuçları alana kadar tüm imkânlarını kullanıyor.Putin, Trump'ın Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemediğini biliyor. Trump'ın esas meselesi Çin. Bu nedenle Rusya'nın her hamlesi, ABD'nin Asya politikasını da etkiliyor.Kremlin'in açıklamasına göre, füze testinde nükleer başlık kullanılmadı; yani yalnızca uçuş gerçekleştirildi. Ancak Trump açısından bu, açık bir tehdit mesajı anlamına geliyor. Nükleer denemelere izin verebileceğine dair yaptığı açıklamalar da aslında pazarlık payını artırma stratejisinin bir parçası.Putin, yeni nesil Rus silahlarını gündeme getirerek caydırıcılığını artırmak ve istediğini elde etmek istiyor. Budapeşte görüşmesinin askıya alınmasında, Putin'in ısrar ettiği taleplerin etkili olduğu belirtiliyor.Dolayısıyla bu yeni, uzun menzilli nükleer başlıklı füze, ABD'ye sözlü olarak atılmış bir hesaplaşma mesajı niteliğinde...Trump tehdit dilinden hoşlanmıyor. Ancak Çin konusunda hâlâ net bir sonuç alamamışken, Putin'in bu hamlesi ortamı daha da gerginleştirdi.Trump, Ukrayna meselesinde sert cevaplarla karşılaşmaktan sıkıldı. Putin ise süreci zamana yayarak, acele etmeden lehine çevirmeye çalışan bir lider. Görünüşe göre Trump'ı yormayı başardı. Fakat Trump da Rusya ile anlaşmadan Çin konusunda başarıya ulaşamayacağını biliyor.Putin'in elindeki caydırıcı unsurları artırdığı ve sert gücü ön plana çıkardığı açık. Rusya için şu aşamada imaj kaybı önemli değil."Yumuşak gücü ne zaman devreye sokar"derseniz; sert güçle elde ettiklerini kalıcı politika hâline getirdiğinde, derim.ABD için tablo farklı. ABD,"Hegemon kim"sorusuna hâlâ"ben"cevabını vermekte ısrarlı. Çin ile hesaplaşmanın, ister anlaşmayla ister savaşla kaçınılmaz olduğuna inanıyor. Dolayısıyla Rusya'nın bu hamlesi tesadüf değil, zamanlaması oldukça hesaplı bir planın parçası.
19