Amerikan Başkanı Trump'ın siyonist ekibe karşı durabilmesi önemliydi. Dengeli davranmaya gayret etti; konuşmalarında sık sık Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a atıfta bulundu.Aslında Erdoğan-Trump arasındaki Beyaz Saray görüşmesi bize birçok ipucu vermişti.Trump, sürekli Erdoğan'ın adını anıyordu çünkü farkındaydı;süreci onun kadar zekice yönetebilecek başka bir lider yoktu.Erdoğan, Gazze konusuna kişisel bir mesele olarak bakıyor; BM kürsüsünden soykırımı haykırırken herkesten farklı bir tutum sergiliyordu. Çözümün nasıl olacağını da önceden düşünmüştü.
Trump için sonuç gerekiyordu; fakat Netanyahu'nun hasta zihniyetiyle buna ulaşmak mümkün değildi. Netanyahu, Yahudileri ve İsrail'i kötü bir biçimde köşeye sıkıştırdığının farkındaydı."Filistin Devleti kurulmadan"diye diretmesinin ardında yatan dürtü buydu. Ateşkes teklifini ortaya attıklarında Hamas'ın karşı çıkacağını sanıyordu. Oysa bu tavrıyla, aslında Hamas'ın haklılığını dünyaya ispat ediyordu. Her zalim eylemi, Hamas'ı biraz daha haklı çıkarıyordu.Trump, zulmün bitmesini istiyordu ama bunu kendi eliyle başarmasıgerekiyordu. Türkiye ise bu senaryoyu doğru okudu. Hamas'ı masaya getirdi, ateşkes teklifini kabul edilebilir cümlelerle düzenledi.Böylece Hamas, yıllardır Filistin Hükûmeti'nin başaramadığını başardı...Esirler meselesi… İsrail hapishanelerinde yıllardır tutulan Filistinli esirler, bu ateşkes şartları içinde Hamas'ın en önemli başarısı olarak geri alınabildi. Anlaşma metninde bu husus sabitlendi.
Görev güçleri meselesi… Türk Silahlı Kuvvetleri de ateşkesin garantörü olarak sahaya girecek. Bu, Hamas'ın şartıydı; İsrail'in uzun süre kabul etmediği bir talepti. ABD Başkanı Trump'ın çözümdeki rolü belirleyici oldu ve sonuçta Türk Silahlı Kuvvetleri görev gücü içinde yer aldı. Gazze'ye insani yardımların ulaşması için Refah Sınır Kapısı iki yönlü açılacak. Dünya kamuoyu artık Filistin meselesini çözülmesi gereken temel konu olarak görüyor.
Sumud Filosuna katılan farklı ülkelerden insanlar manevi ablukayı kırmayı başardı. Türkiye, bu filoya katılan vicdan sahibi insanlara kendi vatandaşına gösterdiği ilgiyi gösterdi; geri getirilmeleri için yoğun çaba harcadı. Dışişleri Bakanlığı süreci profesyonel biçimde yönetti. Bakan Hakan Fidan'ın uluslararası platformlardaki yönetim tarzı, Türkiye'nin stratejik zekâsını bir kez daha ortaya koydu.MİT Başkanı İbrahim Kalın ve ateşkes süreci…Mısır'da İsrail ve Hamas temsilcileri bir araya getirildi. Süreci başından itibaren MİT Başkanı İbrahim Kalın biliyor, yönetiyor ve Hamas heyetine doğru hamleler için rehberlik ediyordu. Türkiye'nin devlet aklını anlamak zordur; anladıkça hayran kalmamak mümkün değildir. Kalın'ın da yer aldığı bu süreç, Başkan Erdoğan'ın da belirttiği gibi olumlu sonuçlandı.ABD Başkanı Trump, Hamas'ın ateşkese razı gelmeyeceğine inandırılmıştı. Ancak Türkiye faktörü bu ezberi bozdu.
Bundan dolayı da ateşkes kararına yaklaşıldıkça Trump'ın Erdoğan'dan bahsetmesi tesadüf olmadı. Çünkü bu sürecin kaptanı Erdoğan'dı. Trump artık şunu net şekilde görüyordu:Türkiye olmadan bu coğrafyada hedefe ulaşmak zordur.
Trump,"savaşları bitiren başkan"olmak istiyor. Çünkü harcanan çabanın ABD açısından kayıp olduğunu biliyor. ABD-Çin hesaplaşması sürerken tüm süreci kendi çıkarları doğrultusunda sonuçlandırmak istiyor ki bu yönüyle kendi açısından haklı.Dikkatçekici bir başka durum da var:İspanya, Filistin konusunda gerçek bir dirayet gösteriyor...Son dönemde Trump öyle öfkelendi ki, İspanya'yı NATO'dan atmayı bile dile getirdi. Neden Çünkü savaş istemeyen bir başkanın, savaş karşıtı ve Filistin yanlısı bir tavırdan rahatsız olması tuhaftır. Buradan anlaşılıyor ki Trump için savaşın veya barışın kendi liderliğinde sonuçlanması önemlidir. Avrupa'nın bağımsız siyaset üretme çabası ise onu rahatsız ediyor.