Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecekti değil mi

Seçimler yaklaştı ya, belediyecilerimiz ve belediyeci adaylarımız diğer projelere göre çok daha kolay ve ucuz bir faaliyet olan 'sosyal yardımlar' üzerinden yürüyecekler Bu konu hem 'alanlar' hem de 'verenler' açısından oldukça hassas bir konu

Birçok belediyeci bu konuda reklam yapmayı çok seviyor ama bunu yaparken, kendi kültür ve inanç değerlerimizde oluşan tahribatı genellikle umursamıyor Oysa dikkat edilmesi gereken o kadar çok incelik var ki

Belediyeciler buyursun:

Bir şehirde sosyal yardım alanların çokluğuyla değil, o yardıma muhtaç olanların azlığıyla övünün Sosyal yardım alanlar arttıkça şehrin itibarı artmaz, tam tersine azalır 'Alan eller'in değil 'veren eller'in artmasını öncelikli hedef yapın

Yardım ederken inancınızın ve kültürünüzün gereğine göre davranın Önceliğiniz reklam olmasın Başkalarına benzemeyin, bir fark ortaya koyun Sağ elle verdiğinizi sol eliniz bilmesin Bunun edebiyatını yapmayın

Yardım alan aileleri çocuklarının ya da komşularının yanında mahcup etmeyin Yardımları taşıyan arabalarla veya yardım kolileriyle kadraja girmeyin, kimsenin gururunu incitmeyin

Babanızın parasını değil, devletin ve milletin parasını dağıttığınızı unutmayın, şahsî gösteriye kalkışmayın, reklam yapmayın Başkalarının muhtaçlığını siyasetinize alet etmeyin Tıpkı "İyilik yap denize at, balık bilmese Halik bilir" atasözündeki gibi olun

Sadece hayırda yarışın Aracılık ettiğiniz yardımları kimsenin gözüne sokmayın Bir avuç bile tutmayan kıymayı dağıtırken "Cümle açları doyuruyorum" pozları vermeyin, kürsülerden konuşmayın, kurumsal platformlarınızda bunlara yer vermeyin