Ufuk karanlık

Bir dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD için sürekli kullandığı nitelemeydi: Stratejik ortak. Köprünün altından çok sular aktı. ABD ile uzaklaşmaya başlayınca Türkiye, hem NATO müttefiki tarafından dışlandı hem de adeta kuşatıldı. Bölgesel ve küresel ilişkilerin başarısız yönetilmesi, gelecekte Türkiye'ye yeni sorunlar üretecek şekilde tohumlar atmaya başladı. ABD'nin demokrat Biden yönetimi, geleneksel olarak AKP iktidarıyla ters düştü ve Rusya'ya yönelik konuşlanmasını Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden gerçekleştirdi. Türkiye batı ve kuzeyinden hem dışlanmış hem de kuşatılmış oldu.

Gelelim günümüze...

Hamas'ın saldırısına İsrail'in orantısız vahşetle karşılık vermesi süreci, Türkiye'nin Batı dünyasında daha ciddi sorgulanmasına yol açtı. Türkiye'nin İsrail'in yanı sıra ABD ve diğer Batılı devletlere yönelik sert çıkışları kopuşu gözler önüne serdi. Bu süreçte Türkiye'de kimse umursamadı veya farkında olmadı ama ABD, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile stratejik ortak oldu. Yetmedi askeri eğitim ve işbirliği anlaşması yaptı. Rum askerleri üst düzey ABD eğitimi alma olanağının yanı sıra her türlü yardımla da ödüllendirilebilir. Türkiye uzun süreli anlaşmazlığın tarafı olduğu Kıbrıs'ta artık bu aşamadan sonra daha ciddi sorunlarla yüz yüze kalacak. Çünkü yalnızca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile değil, onları stratejik ortak olarak kabul eden ABD'yi karşısında bulacak. Kıbrıs'taki Türk tezinin uluslararası arenada sempati görmesi daha da zorlaşacak. ABD, Türkiye'ye güneyinden de seçenek üretti. Ayrıca haritayı gözünüzün önüne getirirseniz Türkiye'ye karşı bir kuşatma hissiyatı oluşacaktır.

Geçelim doğuya... Ermenistan. Paşinyan'ın gerçekçi birtakım çıkışlarına karşın bu ülke hem Türkiye hem de Azerbaycan'la sorunlu durumda. Şu anda zayıf ve Azerbaycan'la anlaşma arayışında. Bir adım sonra ne olacağına kafa yorulursa durumun her an tersine dönebileceği görülür. Eski ABD Dışişleri Bakanı