Siyasi çapsızlık

Türkiye uzun süredir dış ve bölgesel konularla yönlendiriliyor, oyalanıyor. Öne çıkarılan söylem, "Şam fethedildi, sıra Kudüs'te". Bu tam bir Ortadoğu bataklığıdır. Uygar dünyaya arkasını dönmesidir ülkenin.

Türkiye'nin doğusu ilginç bir coğrafya. Ermeni yayılmacılar, Doğu Anadolu'yu hayallerinin süslediği "Büyük Ermenistan" olarak tariflerler. Bir başka bakış açısına göre yukarı Fırat Havzası aynı zamanda Tevrat'ta "vaat edilmiş topraklar" kısmındadır. Başka bir rüya da bölgeyi "Büyük İsrail" haritasında gösterir. Herkesin bir rüyası var ya, başkaları boş durur mu Bölgeyi bir de "Büyük Kürdistan" haritalarına alanlar var. Tıpkı bir zamanlar, Hatay'ın Türk toprağı olduğunu kabullenmeyen masalsı hevesler gibi.

Anadolu topraklarının taliplisi geçmişte de çoktu, günümüzde de çok. Mustafa Kemal Atatürk'ün aklı, yetenekleri, bütün rüyaları karabasana döndürdü. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş süreci, başkasının toprakları için rüya görenlere anlamlı bir derstir. Bu bir yana...

Bir de günümüzde adeta hortlamış bir siyasi çapsızlık söz konusu. Sıcağı sıcağına medyadan örnekler verelim. İktidarı öven bir gazeteden bir haber: Sağlık sistemini Türkiye kuracak. Anladınız değil mi, sistemin kurulacağı ülke Suriye.

Vah ki ne vah. Yapmayın, kıymayın efendiler bir başka ülkeye. Bu haberin verildiği gün başka bir gazetenin manşeti, eylemde olan aile hekimlerini haberleştirmiş: Sağlık sistemi de alarm veriyor. Dikkat, tümcedeki "de", dahi anlamında kullanılmıştır. Bir okurumuzun geçen hafta yaşadığı bir durum: Ultrasona girmesi gerekmektedir, randevu aylar sonrasına veriliyor. Bir miktar para karşılığı devletin üniversite hastanesinde aynı gün sorun çözülebildi. İnsanlar sağlığıyla soyuluyor.