Geçen haziran ayında TÜİK sihirbazlık yaparak enflasyonu 1.64 olarak saptamıştı. Hedef çok belliydi, aman maaşlara yapılacak zam oranı yüksek olmasın. Göstere göstere emeklinin, emekçinin, memurun zam oranına çöküldü. Şimdi de Asgari Ücret Tespit Komisyonu, "Eee daha daha ne var" toplantılarının ardından asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak açıkladı. Oooh, nasılsa ses çıkaran yok. Kulislerden duyduğumuza göre iş dünyası bile 23 bin 500 rakamına razıymış. AKP bir daha sermayeyi sevdi, maaşı onların beklentisinin altında tutmakla kalmadı, işletmelere sağlanan desteği de yüzde 40 artırdı. Bunun adını şöyle koyabiliriz: AKP, yüksek enflasyonun acısını, yükseltenlerden değil, yükseltmeyenlerden çıkarıyor.
Ama itibardan, ihaleden tasarruf yok. Acı ilacı zorla yutturunca yurttaşa, bir de cambaz oynatmak gerekiyor ki siyasi kayıp az olsun. Bunun için de yol bulunmuş. Ben topluma çare olamıyorum CHP de olamasın, saldırın.Prim borcuydu, konser harcamasıydı falan falan...
CHP deyince aklımıza bir şey geldi. Genel seçimlerden önceydi, bir haber yapmıştık: CHP, ittifaka katılan küçük partilere seçilecek sıralardan 25 milletvekilliği verecek. CHP'lilerden tepkiler yükselmişti: Yok canım haber doğru değil, olmadı partiyi teslim edelim daha iyi olur. Sabırla bekledik, listeler açıklanınca sayı 39 olmuştu. Ama kimseden "tık" çıkmadı.
İşte o milletvekillerinden birisi. "Gelecek Partisi'nin Ankara Milletvekili Mustafa Nedim Yamalı", bir de baktık ki eski partisi AKP'ye katılıyor, rozet takıyor. Yamalı'yı seçen oyların tamamı CHP'li yurttaşlar. Yamalı, "tıpış tıpış" AKP'ye gitti. Yani CHP seçmeninin AKP'ye oy vermesi sağlanmış olduğu gerçeği orta yerde. Bunları anımsatmazsak olmaz...
CHP'de her an bir şeyler olur. Parti içi muhalefet olur, olağanüstü kurultay için imza toplayanlar olur. Tartışma hep olur. Bu kötü bir şey de değil. Son olarak tanık olduğumuz bir durumu anlatalım. Parti içinden ve parti dışından birileri eski genel başkan