Özgürlükler ülkesi Amerika. Herkese insan hakları karnesi dağıtır. Diplomatik kapasitesi o kadar güçlüdür ki... Demokratlar iktidardayken yumuşak, Cumhuriyetçiler iktidardayken sert gücünü kullanır. Rusya'ya karşı Ukrayna'yı savaştırır, Ortadoğu'yu İsrail'i destekleyerek yönetir.

Amerika'nın geçmişinden bir örnekle başlayalım. Yakın geçmişinden.

"Hobo"ları duyanınız vardır. Amerika'da oluşmuş bir deyim. Evsiz, yurtsuz, karın tokluğuna çalışan, yük trenlerinde gruplar halinde yolculuk yapanlar. Yetişkinlerin yanı sıra ailelerinin bakamadığı çocuk yaşta hobolar da trenlerde gezerek yaşamaya çalışır. Ayrımcılığı iliklerine kadar hisseden, var olmalarının suç sayıldığı koyu tenli hoboların durumu daha içler acısıdır.

1929 Büyük Bunalım döneminde yaşanmış bir örnek olay var ki Amerikan demokrasisinin geçmişine ışık tutuyor. Olay, aynı zamanda Harper Lee'nin "Bülbülü Öldürmek" romanının da kaynağıdır. 25 Mart 1931 tarihinde, Chattanooga-Tennessee seferini yapan trende siyahlara saldıran beyazların onurunun kırılması, "yaşanmayanların"yargılanmasına dönüşür. Siyah hobolar, trende yolculuk yapan iki hayat kadınına tecavüzle suçlanır. Irkçılık tarihini yazanlar sahne alır, hukuk tanınmaz, insan hakları ölür.

Günümüzde daha beter manzaralar Gazze'de yaşanıyor. On binlerce çocuk katledildi. Netanyahu'nun durmaya niyeti yok. Küresel korumacılığını ABD yapıyor, bombaları, her türlü silahı veriyor.

Ama artık mızrak çuvala sığmıyor, insanlık kıpırdadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail başbakanı, savunma bakanı ve Hamas sorumluları hakkında karar çıkardı. Büyük medya gücüyle Amerika'nın gündemini belirleyenler kendi "güvenli evlerinde" protestolardan kaçamıyor. Kendisi de Yahudi olan Blinken, kongrede öğrencilerin tepkisiyle karşılaşıyor. Şimdiye kadar huzur içinde yaşayan Amerikalı Yahudiler şaşkın ve ürkek... Güvenli kalelerinde artık sorgulanır oldular. Cumhuriyetçi