AKP'nin çıkış yolu

Bir yanda AKP ve MHP'nin omurgasını oluşturduğu Cumhur iktidarının PKK ve DEM Parti ile yürüttüğü süreç var. İşin boyutu; mahkemelerin yargıladığı, "PKK terör örgütü liderliği" suçlamasıyla mahkûm ettiği Abdullah Öcalan için TBMM çatısı altında övücü sloganların atılmasına kadar vardı. Bu yaklaşımın başta MHP olmak üzere AKP'yi de yıprattığı biliniyor. Bir grubun "uç heveslerini" tatmin edecek davranışların Kürt yurttaşlara bir yarar sağlayacağını düşünmek de yanılgıdır.

Diğer yanda Silivri var. AKP iktidarı döneminde hukuk zorlamalarıyla simgeleşti. Hâlâ zihinlerde şu soru: Bu insanlar niye içeride

Aykut Erdoğdu'dan bir mektup aldık. Kendisini, yolsuzluklara karşı verdiği mücadeleyle, hatta bu nedenle aldığı tehditlerle biliriz. Gelin görün ki bir kişinin iddialarıyla Silivri'de tutuluyor. Yaşanan çelişkileri görünce, vicdan kanıyor ve şu soru akla geliyor: Aykut Erdoğdu birini mi öldürdü, nedir bu zulüm

AKP iktidarı hep benzer çelişkiler içinde oldu. Ekonomiden dış politikaya, Suriye konusuna değin örnek çok. Ama artık çelişkiler büyük yarıklara dönüşmeye başladı. Siyasetin ana sütunu halka güven vermektir. AKP ve ortağı MHP artık bu konuda başarısız. Bu nedenle yan yollara sapılıyor. TBMM'nin açılışında anlık akla gelen bir imaj çalışması buna örnek: CHP dışında tüm muhalefet liderlerinin Erdoğan etrafında toplandığı görüntüsü oluşturacak fotoğraf. Evet, AKP artık bunlara muhtaç. ünkü iç siyasette, ekonomide işler iyi gitmiyor. Dış politikada Suriye boyutuyla durum belirsiz. ABD'nin YPG'ye ne telkinlerde bulunduğu henüz bilinmiyor. Buradan yola çıkılırsa iktidarın PKK ile yürüttüğü süreç bir anda anlamsızlaşabilir.

Gelelim AKP'nin mevcut durumuna. Yeniden yapılandırılıyor. Bürokrasiden parti kadrolarına kadar... Kafalarda kurgulanan takvim için zaman daralıyor. Kalan zaman AKP'nin anayasa değişikliği ve seçim takvimiyle örtüşmüyor. Her an ekonomi propagandası bir yana bırakılarak yeni siyasi girişimlerle Erdoğan'ın yeniden adaylığı zorlanabilir. Ayrıca önümüzdeki süreçte baskının daha da artacağı konuşuluyor kulislerde. Zaman daraldıkça CHP kilit konuma gelebilir. En sonunda CHP ile pazarlık arayışı olabilir. Kabaca 2026'daki gelişmelere göre belki yarı başkanlık, belki parlamenter sistem önerileri gündeme gelebilir. Her geçen gün yan yollar kapanıyor. Örneğin DEM seçmeninin "çantada keklik" olmadığı görülmeye başlandı. CHP'nin onayının olmadığı bir anayasa değişikliğinin referandumdan geçme olasılığı çok düşük. Riskler büyüyünce Silivri'nin boşaltılması pazarlıklarına girişilmek istenebilir. ünkü ne ekonominin düzeltilmesine de siyasi başarıya da zaman kalmayabilir.