Kendi kendine muhalefet eden bir AKP ortaya çıktı

Son 20 yıldır AKP'nin ilmek ilmek ördüğü "ötekileştirme" politikasının ülkeyi ortadan ikiye böldüğü söylemi mazi oldu.AKP azınlığın çoğunluğa "ayar" verdiği evreye geçti.Bunu nereden çıkardığımı anlatacağım...Birincisi önceki gece Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanlığı'nın Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı'na Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz'ı atama kararı yayımlandı.Yılmaz tüm mesleki kariyerini Ensar ve Önder İmam Hatipliler Derneği'nin de aralarında olduğu AKP evreninde yapmış...Bundan 6 ay önce, Ağustos 2021'de Ziya Selçuk'un yerine atanan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'le birlikte Bakan Yardımcısı yapılan Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili görevden alındı.Saray'ın bile memnun olmadığı milli eğitim uygulamalarından; veliler, gençler, çocuklar çok mu hoşnutŞurası açık ki 20 yıllık AKP iktidarında en çok koltuk değişimi; yoksulluğun mimarı Hazine ve Maliye ile lime lime dökülen eğitim kalitesinin baş sorumlusu Eğitim Bakanlığı'nda yaşanıyor.Asıl üzerinde durmak istediğim konu başka...Siyaset kulislerine yansıyan haberlere göre, yeni atanan bakanlar Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve MEB Bakanı Özer'in parti içinde de tam destek görmediği...Son yapılan kamuoyu araştırmaları, siyasi İslam'a kat çıkan AKP'nin tabanından kopmalar olduğunu gösteriyor.Oy tabanındaki kopuşların izlerine ekonomi dünyasında da rastlıyoruz.Odatv'de dün bir haber vardı: Çorum Belediye Meclisi ocak ayı toplantısında AKP'li Meclis üyesi İsmail Bölükbaş'ın, bir diğer partiliyle yaptığı sohbette "Kimse iş yapmayı istemiyor ki... Neyin ne olacağı bilinmiyor ki. Ben devletten iş almam mesela. Özel şahıstan bile iş alınmaz" sözleri, açık olduğu unutulan mikrofondan duyuldu.İş dünyasından bir diğer duyumu da ben ekleyeyim. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Kandilli'deki çocuk parkı ve deprem toplanma alanına tesis yapmak üzere aylık 110 bin TL bedelle ihale ettiği Alpay Tarhan'ın, "Bu işe gönüllü değilim, isteyen olsa devrederim" dediği konuşuluyor.Önceki akşam Ankara kulislerine hakim köşe komşum Çiğdem Toker, katıldığı bir TV programında kendisine ulaşan duyumu aktarıyordu.Liman işletme süreleri ihalesiz 49 yıla uzatılan iktidara yakın mevcut yatırımcılar bu "kıyaktan" hoşnut değilmiş.Toplum döviz gelirlerinde artış umuduyla, enflasyonun üç haneli rakamlara doğru yolculuğuna ikna edilmek isteniyor.Peki döviz hesaplarının taşıyıcı kolonu ihracatçılara bu durum yarıyor muİhracatçıların ülkeye getirdikleri dövizin yüzde 25'ini Merkez Bankası'na satması yönünde karar çıktı.Bir sonraki siparişin maliyetini bile fiyatlandıramayan ihracatçı, pazar kaybetmemek ya da yeni dış pazarlar edinmek için "kârsızlığa" razı gelmişken; üretim gücünü kaybetmekten yakınıyor.Merkez Bankası Başkanı Dr. Şahap Kavcıoğlu ile video konferansta biraraya gelen Türkiye İhraçatçılar Meclisi (TİM) Başkanlar Konseyi üyeleri, ancak "Hemen almasanız" diyebiliyorlar.Tusunami gibi yağan zamlardan halkın yakınması ortada; iş sahipleri de mırın kırın yapmaya başladı; peki kimkimler hangi karardan hoşnutErdoğan'ın tarihin tozlu sayfalarına gönderilecek laflarından bir diğeri, "Yüzde 50'yi zor tutuyorum" oldu...O yüzde 50, aslanın midesinde...Erdoğan "milli görüş" fanilasını arıyorCHP eski milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş'e "İktisat ilmiyle yoğrulan bir akademisyen olarak Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati'nin dile getirdiği heterodoks ekonomi ne menen bi şey" diye soruyorum.Prof. Dr. Hurşit GüneşEkonomi literatürünü takip eden bir gazeteci olarak "heterodoks ekonomi" kuramını güncelleyen akademiyi takip ediyorum."Ortodoks" olarak isimlendirilen klasik iktisat alanının karşısına, "davranışsal iktisat" kuramını koyan ve Amerika'nın araştırma üniversitesi Duke'nin "Ekonomi ve Siyaset Bilimi" profesörlerinden Timur Kuran'ın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar dikkatimi çekmiyor değil...Konuya şimdilik yalnızca pas atıp, Prof. Dr. Güneş'in verdiği yanıta döneceğim:"Erdoğan 2015 yılından beri özellikle