CHP il binası...

Oldu yürek yarası...

Para sayma macerası...

Yaktı beni"...

Ferdi Tayfur'un "yaktı beni" şarkısını biri ya da birileri söyleyecek ama daha vakti var.

Şimdilik durum şudur.

Sıçrarken yakalandılar.

Kaçamıyorlar.

Öyledir, sıçrayınca havadasın ya kaçacak yer yok, kıpırdayamazsın, öyle mal, mal bakarsın etrafa...

Canan Kaftancıoğlu da ifade vermiş, "il binasını satın alan il başkanı benim ama para sayma görüntülerinde İmamoğlu İnşaatın genel müdürünün ne işi var vallahi ben bile çözemedim" demiş.

Tesadüfe bak, diğerleri gibi o da hiçbir şey hatırlamıyor, üstelik ortaya dökülenler karşısında şaşkın.

Hukuk danışmanları artık her kimse, savunmayı "salağa yatma" stratejisi üzerine kurmuş olmalı.

Galiba hepsine "bildiklerinizi unutun ve salağa yatın" denmiş.

Masanın üstünde kule, kule liralar, dolarlar, eurolar...

Nereden geldi bu para

Hatırlamıyorlar.

İmamoğlu'nun canı, ciğeri, kuzusu, sarması, çantası, özeli, tüzeli, hepsi orada...

CHP'nin il örgütünden ve belediyelerinden başkan yardımcıları, başkan danışmanları, başkan evlatları...

Ortalık çamur tarlası ama hiçbirinin üzerine toz konmuyor, aldırmıyorlar.

"N'olmuş yani" pişkinliğiyle sosyal demokrasinin, hukukun, adaletin, tüyü bitmemiş yetim hakkını korumanın, kör kuruşun hesabını sormanın, temizliğin, dürüstlüğün destanını yazıyorlar!

Günlerdir nefesimizi tuttuk, iftar sonrası çay-çekirdek, izliyoruz. Daha ilk sezonunda rating rekorları kıran bir program dizisinin finalini bekliyoruz.