Yarın aslında bugündür

Düşünelim.

İstanbul'da bir deprem olsa.

Orta büyüklükte.

Gecenin bir vakti sarsılsak.

Sokaklara dökülsek.

Korku, panik...

Aylarca tek gündemimiz ne olurdu

-Deprem.

Kimse buna itiraz edemez.

Niye

-Çünkü deprem İstanbul'un gerçeği...

Bekliyoruz.

Ama beklemek çare değil.

Büyük bir seferberlik gerekiyor.

İstanbul'un deprem tehlikesinden "kurtuluş savaşı" kazanılmalı.

Türkiye'yi bir insan olarak düşünelim.

Kalbi İstanbul.

Durduğunda ölürüz.

Ne Edirne kalır, ne Kars!

"Kentsel dönüşüm" diyoruz.

Başka çare yok.

İstanbul'da 1 buçuk milyon bağımsız birim bir depremde yerle bir olma riski taşıyor.

Bunların 600 bini acilen yıkılıp, yeniden yapılmak zorunda.

Nasıl olacak

-Önce kararlılık...

İrade...

Anlayış ve uygulamada tüm kurumlar arasında mükemmel uyum ve bütünlük...

Olmazsa

-Geçmiş olsun.

Mesele sadece konutları yenilemek değil.

Dönüşüm şehrin tüm ihtiyaçlarını karşılama adına büyük bir fırsat aynı zamanda...

Ulaşım ve otopark sıkıntısının çözümü de burada...