Sallama siyaset

Attın, tuttu.

İyi.

Tutturamadın.

Döner, seni vurur.

Siyaset iddia işidir.

Ama.

Ortaya attığın zaman "sabun köpüğü" gibi erimeyecek.

Özgür Özel geçenlerde "Aziz İhsan Aktaş kaçtı" diyordu.

Baktık "kaçtı" dediği adam televizyona çıkıp "Ey Özgür Özel, benden araba kiraladın ama parasını ödemedin" diye feveran ediyordu.

Birileri kulağına üflüyor.

O da, önüne, arkasına bakmadan, doğru mu, yanlış mı sorgulamadan piyasaya sürüveriyor.

Bir değil...

İki değil...

Bir ara dış politikaya sardı.

"Suriye'de Esat ile görüşülmeli" dedi.

O sözleri söylediği sırada Suriye'de devrim oldu, Esat Rusya'ya kaçtı.

Aylardır meydan meydan geziyor.

Başsavcı Akın Gürlek'i yıpratmak için her gün ayrı bir masal anlatıyor.

Atıyor, tutmuyor.

Bumerang misali her seferinde dönüp kendisini vuruyor.

"Demleme" çay varken...

"Sallama" çayı kim, ne yapsın

Bununki de "sallama" siyaset...

Yalan bulabilirse sallıyor.

Bulamazsa...

İftira, küfür, hakaret.

Teşhis belli: Acziyet.

Artık "doz" öyle aşıldı ki, söylediklerine yurtdışındaki kaçak FETÖ'cülerden başka dönüp bakan kalmadı.

Bunların geberik elebaşları zamanında "twitleri ikiye katlayın" demişti.

Bugünlerde kaçak FETÖ'cüler ihanet çabalarına hız verdi.

"Can havliyle" dört koldan Türkiye'ye saldırıyorlar.

Telefonu eline aldın mı...

Kaçarı yok...

Bugünlerde mutlaka bu hainlerden biri karşına çıkıveriyor.