Rüzgar ne yandan eserse essin!

Gündem savaş...Rusya'nın Ukrayna saldırısı ekranları, sayfaları kaplıyor. Konuştuğumuz, tartıştığımız başka mesele yok. Peki, bu süreçte Türkiye ne yapıyor Öncelikle net, tutarlı ve kararlı bir duruş sergiliyor. Yaşananları "Savaş Durumu" olarak isimlendiriyor. Saldırıyı haksız bulduğunu her fırsatta ilan ediyor. Baştan beri Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyor. Kırım'ın işgalinde ne dediyse bugün de aynısını söylüyor. Önceliği diplomasiye veriyor. Sorunun barışçıl yollarla çözülmesini öneriyor. İnsani yardımlar noktasında da Türkiye yine açık ara lider... Şimdi ne olacak Bölgede denge ve istikrar adına sergilenecek her çabaya Türkiye tam destek verecek. Aksi tutumlar karşısında ise egemen devlet vasfıyla uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını sonuna kadar kullanacak. Alınacak tedbirler Montrö Sözleşmesi çerçevesinde şekillenecek. Hiçbir ülkeye ya da tarafa yakın, uzak olma hali değil bu... En başta ortaya koyduğu kendi prensiplerine sonuna kadar sahip çıkma ve günün sonunda hiç kimsenin haksızlıkla, hukuksuzlukla, tutarsızlıkla suçlayamayacağı şekilde alnı açık başı dik yürümeye devam etme mücadelesi... Evet, zor... Yorucu... Yıpratıcı... Ama küresel ve bölgesel denklemlerin böylesine oynaklaştığı bir dünyada kolaycı, hazır lopçu, tribünlere hitap eden tavırların ne tür yıkımlar, yapayalnız kalışlar getirdiği de ortada. Şakası yok. Can yakıcı ve etkileri uzun süre devam edecek bir süreçten söz ediyoruz. Türkiye'den kaynaklansın, kaynaklanmasın her olumsuzluğu evirip, çevirip Türkiye'nin aleyhine kullanmayı alışkanlık haline getiren çevreler ise maalesef yine boş durmuyor. Bezdik. Hedeflerini ve yöntemlerini de ezberledik artık. Ne olursa olsun yeter ki Türkiye kaybetsin! Farklı taraflardan