Demokrasi bir sahne...
Başrolde kim olmalı
Eğer "siyaset" diyorsak...
Bunun gerekleri var.
Nedir
Öncelikle, siyaset kurumuna olan "güven" duygusunu yıpratmamak.
Gündelik tartışmalar gelir, geçer...
Şartlar değişir, yeni sorunlar yeni çözümleri zorunlu kılar, dün bildiklerimiz bugünün gerçeklerini anlamaya yetmeyebilir.
Ciddi, tutarlı, samimi yaklaşımlarla "yeni durumu" tespit etmek ve gereğini yapmak esastır.
Değişim çekici olduğu kadar korkutucudur.
Alışılan rahatlık "çekili kalmış el freni" etkisi yapar.
İstersin, çabalarsın ama gidemezsin.
Eldeki kelepçe "Dün bunu demiştik, böyle yapmıştık, bugün aynı tavrı sürdürmezsek el alem ne der" endişesidir.
El freni çekili kalırsa ve kelepçeler çözülmezse sonuç iki arada bir derede kalmaktır, tereddüt çukurunda debelenmektir.
Yani, anlayış değişimi kolay değildir.
Kimliğini, kişiliğini korumak.
Prensiplerinden taviz vermemek.
Kırmızı çizgilerini ezdirmemek.
Ama iyi sonuç getirmeyen davranışlarını bırakıp" geçerli olanı" benimsemek.
Bunun adı yeni yöntem arayışıdır.
Tutarsızlık mıdır
-İnanç ve hedef sabit olduktan sonra değildir.
Hatta buna değişim değil "gelişim" demek daha doğru olur.
Gelelim siyasete...
Son günlerde esen "normalleşme-yumuşama" rüzgarlarını konuşuyoruz.
Gerekliydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özel'in attığı adımlar doğruydu.