İmamoğlu'nun propaganda ekibinden Evren Barış Yavuz ortaya bir iftira attı.

Sonra tası, tarağı toplayıp kaçtı.

Ortadan kayboldu.

Selçuk Bayraktar ile Haluk Bayraktar'a "İsrail'e jet yakıtı satma" iftirasını sosyal medyasından paylaştı.

Haluk Bayraktar sert tepki gösterdi.

İmamoğlu'na "delikanlı ol" çağrısı yaptı.

Sonra

İmamoğlu kaçtı.

Bilerek ya da bilmeyerek yaptırdığı ile yüzleşemedi.

"Evet bu iftiracı bana çalışıyordu ama yaptığı terbiyesizlikten haberim yok" diyemedi.

Ne yaptı

Emrindeki İBB'nin resmi sosyal medya hesabından Haluk Bayraktar'a "hakaret" etmeye çalıştı.

Böylelikle terbiyesizliği de terbiyesizi de sahiplenmiş oldu.

Kara propaganda sürecinde tek örnek Evren Barış Yavuz değildi.

Hemen öncesinde İmamoğlu'nun reklamcısı Necati Özkan da Sancaktepe'nin eski belediye başkanı Şeyma Döğücü'ye "jakuzi" iftirasıyla saldırdı.

Bir kadın siyasetçi, bir anne sosyal medyada alçak ithamların hedefi haline geldi.

Bu iki örnek önümüzdeki sürece dair önemli ipuçları veriyor aslında.

Yalan ve iftira temelli kara propaganda durmayacak.

Şiddetini artırarak devam edecek.

Sebep

-Yerel seçimde Ak Parti'nin yaşadığı oy kaybını "sendeleme" olarak görüyorlar.

"En zayıf anlarında yakaladık, vuralım, devirelim" motivasyonu ile hareket ediyorlar.

Gerilimi artırmak.

Kutuplaşmayı derinleştirmek.

İmamoğlu'nu sürekli tartışma gündeminde tutmak.