Yerel seçim geldi, geliyor.

Tüm partilerin, adayların kampanyaları devam ediyor.

Herkesin gözü İstanbul'da.

Çünkü İstanbul seçimin lokomotifi...

Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum "güçlü bir kampanya" ile yarışa girdi.

Tanınırlık, bilinirlik sıkıntısı olmadı.

Hep sahadaydı.

Projeler, vaatler...

Özellikle ulaşım ve kentsel dönüşüm ile ilgili yaklaşımlar beğenildi.

Sürecin başında Cumhur İttifakı destekçilerinin sadece "kendi adaylarına odaklanmaları" önemliydi.

Sürekli rakibin gündemde tutulması Murat Kurum'u perdeleyecekti.

Çok doğru bir strateji izlendi.

Kimse "CHP'nin adayını sürekli gündemde tutma hatasında" ısrar etmedi.

Ne oldu

Cumhur İttifakı destekçileri Murat Kurum'a destek verdi.

Muhalefetin medya ve sosyal medya unsurları da "yıpratmak için" yine Murat Kurum'u gündem yaptı.

Sonuçta tek sermayesi "gündemde kalmak" olan CHP adayının görünürlüğü dibe vurdu.

İstanbul'da bir yandan kampanyalar devam ederken "asıl sorunun, yani ittifak denkleminin nasıl kurulacağı sorusunun cevabı" bir türlü netleşmedi.

Nihayetinde DEM Parti ile CHP arasındaki "kent uzlaşısı" modeli ile "cambaza bak" tiyatrosu sahneye konuldu.

Detayları da detaylandırmak "asıl meseleyi" kaçırmamıza sebep olacak.

Zaten "kent uzlaşısı" denilen yaklaşımın amacı da bundan başka bir şey değil.

Bir zamanlar "siyaset mühendisliği" kavramı gündemdeydi.