Mert dayanır namert kaçar...

Seçim ufukta gözüktü, meydanlar gümbürdemeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasette kapladığı o büyük alana ağırlığını koyuyor. Muhalefet karşısına rakip çıkarmakta zorlanıyor. Bir tarafta ne var -"İşte buradayım, çıkın karşıma diyebilen cesaret".... Diğerinde -"Hakkında verilecek karara boyun eğmek zorunda kalmış esaret"... Yarışa önde başlayan belli değil mi BESLE NEFRETİ OYSUN GÖZÜNÜ!CHP'deki rakipleri Kılıçdaroğlu'na "hiç olmayacak yerlerden" vuruyor. Sonuç alabilirler mi -Hayır. Aksine ters tepecek. Yaptıkları işin adı nefret siyasetidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kesintisiz sürdürdükleri nefreti şimdi birbirlerine yöneltiyorlar. Kazdıkları nefret kuyusunun içine yuvarlanıyorlar ama hırstan körelen gözleri gerçeği görmelerine imkan vermiyor. Siyaset adı altında yapa geldikleri başka bir şey olmadığı için ezberden okumalarına şaşırmamak gerekir. Besle nefreti, oysun gözünü! Durum bu. Yalnız... Sergiledikleri görüntü ile vaat ettikleri arasındaki derin çelişki seçmen nezdinde izahı zor sonuçlar doğurabilir. Çünkü, muhalefet cephesindeki "sen-ben kavgası" millet açısından karakter testi yapma fırsatı veriyor. Soru çok net: Kendi genel başkanlarına karşı bile böylesine acımasız davrananlar ellerine fırsat geçtiğinde kendileri gibi düşünmeyenlere ne yapmaz Çoğulculuk, ortak akıl, tolerans, demokratik hoşgörü.... Bu laflar daha şimdiden çöp olmadı mı KISA VE ÖZ...Anlaşılmamak