Son günlerde bir yerlerden düğmeye basılmış olmalı.

Neden

Çünkü, CHP öncülüğünde dindar, milliyetçi, muhafazakar kesimlerin değerlerine yönelik saldırılar peş peşe

gelmeye başladı.

Nasıl

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İslam kardeşliği" yaklaşımına "ümmet düşmanlığı" ile karşılık verilmesi....

LGS sınavı üzerinden İmam Hatiplerin hedef alınması...

Öncesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na yönelik saldırılar...

Leman kepazeliğine CHP Genel Başkanlığı düzeyinde arka çıkılması...

Bunlar neye işaret

CHP ve İYİ Parti eliyle sanki "tek parti dönemi laikçiliği ile İslamsız

milliyetçilik" karışımı yeni bir siyasi

hat oluşturuluyor.

Hedef

Bireyselleşme, sekülerleşme ve konformizm.

Son moda salgınlar.

Kökten, gelenekten, aidiyetten, inançtan kopuş ve savruluş.

Bunların her şeye etkisi var.

Siyasete de...

Birilerine göre Türkiye'de özellikle genç nesli etkisi altına alan sekülerleşme "iktidarı belirleyecek" güç ve yaygınlığa erişti.

Peki bu hesap tutar mı

Tutmaz.

Zira Ak Parti iktidarları döneminde mecburen maske kullanan "laikçi CHP zihniyeti" yıllardır gizlediği gerçek yüzünü göstermeye başladığında dindar, milliyetçi, muhafazakar çoğunluk öz yapısının itişiyle refleks vermeye başlar.

Siyasetteki yüzde 70'e, yüzde 30 denklemi kendiliğinden kuruluverir.

Hatırlayalım.

Kılıçdaroğlu eliyle Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi "sağcı" figürlerin CHP vitrinine yerleştirilmesinin sebebi neydi

Kılıçdaroğlu'nun sağ, muhafazakar, milliyetçi partilerle ortak masa kurması hangi ihtiyacın ürünüydü