İngiltere gergin günler yaşıyor. Sokaklar savaş alanına döndü. Polis bu hafta sonu ülke genelinde büyük olaylar çıkmasından endişe ediyor. Futbol maçlarını hedefleyen ırkçı grupların sosyal medya üzerinden organize olup katliam hazırlığı yaptıklarına dair haberler gerilimi artırıyor. Irkçı şiddet körüklendikçe çok kültürlü yapı tahribata uğruyor.
İngiltere'de sosyal medya yalanlarının neye yol açtığı net görüldü. Dün "ifade özgürlüğü" diyenler bugün "sert yaptırımlar" istemeye başladı.
Sokak çatışmalarına katılmadıkları halde sadece sosyal medya üzerinden provokasyon yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınanlar var.
Ve kimse "ama sadece twit attılar" filan demiyor.
İngiltere buraya nasıl geldi
Hatırlayalım.
26 Temmuz...
İngiltere, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarmasına yönelik itirazını geri çekti.
29 Temmuz...
İsrail'den Yediot Ahranot Gazetesi İngiltere'deki Keir Starmer başbakanlığındaki yeni hükümetin İsrail'e silah satışını durdurmaya hazırlandığını yazdı.
29 Temmuz...
İngiltere Southport'ta bir dans atölyesinde 3 genç kız bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından sosyal medya platformlarında saldırganın "bir Müslüman göçmen olduğu yalanı" piyasaya sürüldü.
30 Temmuz...
Southport'taki bir caminin etrafında polislerle aşırı sağcı gruplar arasında çatışma çıktı. Polis araçları ateşe verildi.
31 Temmuz...
Hartlepool ve Manchester'a sıçrayan sokak olaylarında polis aşırı sağcı göstericilerle çatıştı, çok sayıda saldırgan gözaltına alındı.
2 Ağustos...
Sunderland'da bir polis karakolu ateşe verildi. Olayda 3 polis memuru hastanelik oldu, 8 saldırgan gözaltına alındı.
3 Ağustos...
Irkçı isyan dalgası Liverpool, Manchester, Sunderland, Portsmouth. Hull, Blackpool, Bristol, Belfast Stoke, Nattingham ve Leeds'e yayıldı. Irkçı saldırganlık yağmaya dönüştü. Çok sayıda işyeri, camları kırılıp ateşe verildikten sonra yağmalandı.