HER ŞEY DEĞİŞSİN BEN HARİÇ!

Anlat, izah et, aydınlat, ikna et.

İşin en önemli kısımlarından birinin "göstermek" olduğunu fark et.

Her şeyden önce bu işin "bedava" olamayacağını kabul et.

"Yapmaya" harcadığının hiç değilse cüzi bir kısmını "tanıtmak" için kullan.

Ama biz gerçekten yanayız.

Bu yüzden algı ile uğraşmayız.

Az konuşur, çok çalışırız.

Göstermeyi sevmeyiz, reklama karşıyız.

Hatta diğerleri gibi algı, reklam, görünmek, göstermek, bilinmek, tanınmak, konuşulmak için "beş kuruş" harcamamakla övünürüz.

Sonuç

İşin en basit tarafından başladık.

Reklam, algı, tanıtım dedik.

Zor kısmını da görelim.

Doğru, doğrudur.

İlke ve prensiplerden taviz verirsek başkalaşırız, kendimiz olamayız.

Esas bellidir ve varlık sebebimiz onu muhafaza etmektir.

Korunması gereken nedir

Herhalde bütünü değil de kendi dar çevresini önceyeleyenlerin " değişmeyen, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen saplantıları" değildir.

Bilmiyoruz.

öğrenmek, anlamak, gereğini yapmak istemiyoruz, sadece zannediyoruz.

"özsaygı" ile "önyargı" arasındaki farkı göremiyoruz.

Zanlarımıza uymayan "yeni bir teklif" ile karşılaştığımızda "saldırıya uğradığımızı, eksikliğimizin yüzümüze vurulduğunu, onurumuzun kırıldığını, otoritemizin sorgulandığını" düşünüp tepki veriyoruz.

Bütüne nazaran hepi, topu üç kuruşluk işletmemizde, kurumumuzda, faaliyet alanımızda "dediğimizi demek düdüğümüzü öttürmek" adına "doğruyu yanlışa ezdirmek" gibi bir maliyeti karşılamak mecburiyetinde kalıyoruz.

Yöntem işe yaramıyorsa yenisini aramanın, bulmanın, kullanmanın "esas değişmediği sürece"