Ezberlerimizi terk etmemiz gerekiyorsa...

Nisan...Mayıs... Haziran... Ve seçime son bir yıl... Türkiye haziran ile birlikte seçim havasını daha fazla hissedecek. Yaz ayları kısmen sakin geçer. Ama eylül ayı itibarıyla siyaset kazanı kaynamaya başlar. İktidar o zamana kadar ekonomiyi rayına oturtmak zorunda. Enflasyon dizginlenecek, mutfak rahatlayacak. Gerekirse sabit ücretlilerin gelirleri yeniden gözden geçirilip artırılacak. Kolay değil. Enflasyon sadece Türkiye'yi değil, dünyayı vuruyor. Ukrayna-Rusya Savaşı şartları daha da zorlaştırıyor. Ülkeler ihracat kısıtlamaları ile özellikle gıda krizine karşı öncü tedbirler almaya başladı. Tarım ve hayvancılık sektörleri belki de hiç olmadığı kadar önem kazandı. Küresel ekonomik krizin tüm ülkeleri olumsuz etkilemesi olağan bir durum... Ve Türkiye dünyadan ayrı bir gezegen olmadığına göre... Etkilenecek. Yıpranacak. Zorlanacak. Ama bu olağan duruma karşı rutin yaklaşımların geçerliliğini kaybettiğini görmeliyiz. Yani Milletçe seferberlik haliyle mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Ortada bir savaş var. Ekonomik Kurtuluş Savaşı... Dünyanın durumu ortada, her gün yeni bir kriz... Bu süreçte ezberlerimizi terk etmemiz gerekiyorsa, etmeliyiz. -Ama efendim şöyle denmişti! O, o günün şartları için geçerliydi. Şarkı değişince dans da değişir. Her sabah yeni şartlara uyanıyoruz, dün bildiklerimiz bugüne yetmiyor. Dünyanın ve Türkiye'nin her gün değişen ve farklı yaklaşımları mecbur kılan gerçeklerini aralıksız ve tüm açıklığı ile millete doğrudan anlatıp gerekeni güç