Atatürk-Bayrak-İstiklal Marşı...

Suudi Arabistan'da kriz çıktı.

CHP eline koz geçtiğini düşünüyor.

Tam tersi.

İçine düştüğü açmazı yerel seçim sürecinde yaşayarak öğrenecek.

Siyasette konsolidasyonun tek taraflı olduğunu zanneden acemiler elinde CHP tarihinin en büyük hezimetlerinden birine daha koşar adım ilerliyor.

Böyle süreçlerde saflar belirginleşir, detaylar önemsizleşir.

Temel mesele her neyse rekabet onun etrafında şekillenir.

Cumhur İttifakı'nın adayı her kim olursa olsun bugün itibariyle CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimini kaybetmiştir.

Neden

Çünkü CHP şu an Türk Düşmanı Geert Wilders ile aynı safta görünüyor.

Çünkü CHP ile FETÖ'nün söylemleri yeniden ortaklaştı.

Çünkü Türkiye'yi sıkıştırmak isteyen İsrail ve ABD'nin istihbarat oyunları açığa çıktı.

Çünkü yerleşik sermaye yakın siyasi tarihimizde örneklerine binlerce kez rastlandığı üzere seçilmiş meşru iktidara operasyon çekme hevesini yine ortaya koydu.

Bunlar böyledir, değildir.

Hatta neyin ne olduğunun da zerre kadar önemi yoktur.

Mesele siyasetin ana omurgasını oluşturan sağ muhafazakar, milliyetçi ve tam bağımsızlık taraftarı Atatürkçü kitlelerin neyi, nasıl düşündüğü ve algıladığıdır.

Yakın geçmişte yaşanan tecrübeler bu kitlelerin hafızasında diridir.

Millet çoğunluğu kendi iradesine en fazla hangi zamanlarda büyük bir kararlılıkla sahip çıkma arzusunu ortaya koyar

-İşte böyle "yine düğmeye basıldı" duygusunun yaygınlaştığı günlerde.

İşin özü nedir

Atatürk.

Türk Bayrağı.

Milli Marş.

Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğünün sembolleri...

CHP bunlar üzerinden siyasi atak yapabileceğini düşünüyor ama aslında "kontrataktan gol yediğini" göremiyor.

CHP'nin ortaklık kurmak istediği terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı DEM Parti Türkiye'nin bu milli birlik sembolleriyle ne kadar barışık