Nefes nefese
Santrforsuz oyun, turnuva boyunca ana planımız olacağa benziyor. Belki Portekiz maçında işe yarayacaktır ama Gürcistan karşısında santrforsuzluk bizi beklediğimizden daha kötü etkiledi. Rakip ceza sahasına oynadığımız yüksek toplar kolay savunuldu, topu önde tutmakta zorlandık. Daha da önemlisi kale önünde girdiğimiz pozisyonlar hep bir santrfor dokunuşuna ihtiyaç duyuyordu, bunu beceremedik ve ceza sahası dışına yönelmek zorunda kaldık. Yani iki golümüzü de ceza sahası dışından atmış olmamız bir tesadüf değil, oyunun bizi kale önünden oraya götürmesiyle ilgiliydi. Ayrıca Kalecimiz Mert'ten çıkması gereken uzun toplar, santrforumuz olmadığı için kısa oynandı ve sürekli pas örgüsüyle çıkmak zorunda kaldık. Gürcüler zaman zaman bunu bir avantaja çevirdi. 2-1'i bulduktan sonra Orkun'u çıkarıp, bir santrfor almak (Tercihen Semih) oyunu tutmak ve farkı açmak için bize önemli fırsat kapısı açabilirdi. Santrforlu oyuna geçip topu önde tutmak yerine, Merih'i alıp rakibin yüksek toplarını karşılamak için savunmayı 5'lemek gereksiz bir baskı yememize sebep oldu. 6 uzatma dakikası boyunca neredeyse sürekli baskı yedik, pozisyon verdik. Hatta az kalsın nefesimiz kesiliyordu. Maç 2-2'ye gelecekti, son saniye kontrasıyla 3-1'e getirdik. Stresli geçen bir 90 dakikaydı, silip süpürmedik, pozisyon verdik, hamlelerde hata yaptık ama tarihimizde ilk kez bir turnuvaya galibiyetle başladık.