Köpek sahipleri daha sosyal oluyor

ÖZELLİKLE apartmanlarda köpek besleyenler genellikle gürültü nedeniyle komşularıyla tartışmalar yaşıyor.

Yani kedi besleyen birine nazaran, köpek besleyen bir komşu, hiç hayvan beslemeyenler tarafından istenmeyen komşu ilan edilebiliyor.

Şimdi Japonya'da yapılan yeni bir araştırma köpek sahibi olmanın mahalle içerisindeki sosyal ilişkileri güçlendirdiğini ortaya koyuyor.

Japonya'daki Rikkyo Üniversitesi ve Azabu Üniversitesi'nden psikologlar, Tokyo'nun banliyölerinde 377 yetişkin üzerinde bir anket çalışması yaptı.

Araştırma sonucunda Dr. Itaru Ishiguro önderliğindeki ekip, köpekli ve köpeksiz bireylerin komşuluk ilişkilerini karşılaştırmış oldu. Ve köpeklerin sosyal bir köprü görevi gördüğünü buldu.

Araştırma sonuçları çarpıcı.

Köpek sahiplerinin, belirli bir yer veya zaman dilimine bağlı olarak gelişen (mesela köpeğini parka götürdüğünde, köpeği olan başka kişilerle karşılaşma, aynı saatte köpeğini yürüyüşe çıkarma) gibi bağlayıcı ilişkiler kurma ihtimali köpeği olmayanlara göre çok daha yüksek.

Haberin Devamı

Köpeklerin düzenli yürüyüş ihtiyacı, sahiplerini her gün aynı rotalarda dolaşmaya itiyor. Bu rutin de insanların birbirini tanımasını ve zamanla aralarında bir aşinalık oluşmasını sağlıyor.

Köpekler ayrıca birbirini tanımayan insanlar arasında doğal bir sohbet başlatıcı, yabancıların deyimiyle 'ice-breaker' işlevi görüyor. İnsanlar bir yabancıyla selamlaşma ya da konuşmaya zorlanır ama bir köpeği sevmek ya da köpekler hakkında soru sormak iletişimi kolaylaştırabiliyor.

Araştırmaya göre rutin karşılaşmalar mahallede güven ortamı yaratırken bireylerin de yaşadıkları yere olan aidiyetini pekiştiriyor.

Fakat bu ilişkinin daha ileri seviyeye, yani köpeğiniz olmadan aynı kişilerle sosyalleşmeye, ilerleyip ilerlemediği bilinmiyor.

ANTİK ÇİN'İN LEOPAR KEDİLERİ

PEKİN Üniversitesi'ndeki biliminsanlarının yaptığı yeni bir genetik araştırma, antik Çin yerleşimlerinde yaşayan kedilerin aslında bildiğimiz evcil kedi yani Felis catus değil, vahşi bir tür olan leopar kedisi (Prionailurus bengalensis) olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Arkeologlar yıllarca Çin'deki kazılarda bulunan kedi kemik kalıntılarının bugünkü kedilerin atası olduğunu düşünmüştü. Ancak 5 bin 400 yıllık süreci kapsayan DNA analizleri, bu kemiklerin tamamının leopar kedilerine ait olduğunu kanıtlamış.

Leopar kedileri binlerce yıl boyunca insanlarla iç içe yaşamış, tarım toplumlarının sunduğu yiyecek ve barınak imkanlarından faydalanmış. Ancak bu hayvanlar hiçbir zaman tam olarak evcilleşmemiş. Her zaman 'vahşi ve özgür' kalmışlar.

Bugün evlerimizde beslediğimiz evcil kedilerin Çin'e girişi ise sanılandan çok daha geç. Yaklaşık 7'nci yüzyılda (Tang Hanedanı dönemi) gerçekleşmiş. Bu kedilerin İpek Yolu üzerinden 'egzotik birer hediye' olarak getirilmiş olacağı düşünülüyor. İlk etapta da sadece saray çevresi ile elit kesim tarafından beslendiği tahmin ediliyor.