Yaşları da içleri de geçmiş gençler!

Adamın oğlu Anadolu'nun bir üniversitesindeki "iktisat" bölümünü bitirmiş.

"Devlete kapak atma sınavı"ndan yüksek bir puan çıkartamamış…

Şimdi işsizmiş.

Bu işleri bileceğimizi düşünerek bana soruyor Adamcağız:

"Bu çocuğu ne yapsak şimdi

Elinde meslek yok.

Bir mesleğe versek, yaşı geçti.

Ev genci olarak yaşamak ağırına gidiyor ama biraz da alıştı galiba, hayattan bezmiş gibi."

Bu adamcağız, bu genci ne yapsın

Bu genç bu yaştan sonra ne yapsın

Buna benzer bir vak'a için bizim otomobilin bakımlarını yapan Usta ile görüşmemi hatırladım.

Demiştim ki bizim ustaya;

"Sana bir genç getireceğim. Üniversite mezunu bir işsiz. Meslek edinsin istiyoruz, onun için sana getireceğim. İki sene boyunca tek kuruş para vermeyeceksin. Maaşını, sigorta parasını da babası gönderecek sana. Senden istediğim, bu çocuğu meslek sahibi yapman."

*

Bizim Usta, "Yok, o iş öyle olmaz Serdar Bey!" diye karşılık vermişti bu talebime:

"Seni sever sayarım ama bu iş olmaz. O yaştaki mesleksiz ve üniversite mezunu genç burada çalışamaz. Sözümüzü dinleyemez, lâfımıza gelemez. Günün birinde karşı karşıya geliriz. O genç ya benimle takışır ya da müşteriyle. Ona da yazık olur bize de!"

Evet.

Böyle olur.

Genç üniversite okumuş.

Ona göre davranılsın ister kendisine.

İş hayatı öyle değildir oysa, her çeşit adam vardır.

Orada "îdare" etmesini de bileceksin.

Bir mesleği öğrenmek istiyorsan çilesini çekeceksin.

Sabredeceksin!

*

Şimdiki gençlerin çoğu "kafesteki muhabbet kuşu" gibi.

Hazıra alışmışlar…

Rahata alışmışlar…

Liseyi bitirene kadar, 12 yıl boyunca mecburen okula gitmişler.

Sonra üniversiteyi "tutturmuş"lar.

Orada da dört beş yıl, "kantin-kafeterya eğitimi" almışlar…

Top ile pop arasında sıkışıp kalmışlar.

Sonra da hayatla yüzleşmişler.

Hayat "kafeslerdeki" gibi değil.

Orada bin bir türlü zorluk var, idare edilmesi gereken bir sürü insan.

Bir dolu zorlu engel.

Çekilmesi gereken nice çile...

*

Yazının başına dönelim.

İktisat mezunu oğlu ile ne yapacağını düşünen Adam, çaresizlik içinde "Bizde de hata var!" dedi hüzünle bakarak:

"Zamanında bir mesleğe yönlendirseydik, şimdi altın bileziğini koluna takmıştı çocuk. İlle de okusun, ille de üniversite okusun dedik. Başından belliydi doğru dürüst okumayacağı. Biz inat ettik, ısrar ettik, böyle oldu. Bu çocuğu hiç olmazsa yaz tatillerinde bir ustanın yanına göndermek varmış, Öyle bile yapsak geliştirebileceği bir mesleği olurdu elinde!"

*

Olan olmuş…

Bu çocuk için ne yapılabilir ki

Güzel bir kalp eğitimi.

Üniversite mezunu olduğunu unutacak.

Hayata sıfırdan başlayacak.