ÇİN'deki koronavirüs karantinalarına dair haberler geldiğinde, birileri bu işin sonunun kötüye gideceğini…
Üretilmiş virüsün bütün dünyaya yayılacağını…
İnsanlığın karantinaya alınacağını…
Birçok ülkede "seferberlik" ilân edileceğini…
İnsanların bir arada durmalarının bile engelleneceğini…
Bütün işyerlerinin kapatılacağını…
İnsanların ölümünün ve yoksunluğun soğuk nefesini enselerinde hissedeceğini…
Uzaktan eğitim, uzaktan alışveriş, kağıt-metal parasız dünya, dijital paraya mahkûm dünya, her adımın kontrol edileceği dünya hedefine doğru hızla yürüneceğini…
"Aşı" denilen "yeterince" deneyimlenmemiş kimyasalların insanlara "Virüs yayılıyor, acelemiz var ve başka çaremiz de yok" denilerek zerk edileceğini…
Seyahat kısıtlamaları yoluyla, insanların "aşı" denilen ürünleri vurdurmaya mecbur edileceğini…
Bu durumun başta kalp rahatsızlıkları" olmak üzere birçok hastalığa sebep olacağını…
İktidarların ekonomiyi kapatmalara, insanlarını "yeterince deneyimlenmemiş" kimyasallara mahkûm etmek istemeyeceklerini, ancak buna mecbur bırakılacaklarını…
Birazcık ayak direyen devlet adamlarının "koronavirüs"e yakalanacağını…
Üzerlerindeki tehdit ve baskıların artacağını… Yapmak istemediklerini yapmaya mecbur bırakılacaklarını…
Bu arada her ülkenin "küreselleşmenin aparatı" niteliğindeki medya organlarında ufaktan ufaktan "yapay et" propagandasının yapılacağını…
Bilhassa köylerin insansızlaştırma ve hayvansızlaştırma operasyonlarına uğrayacağını…
Karbon salınımı, sıfır emisyon, küresel ısınma gibi "propaganda" malzemelerinin devreye sokulacağını…
Ülkelerin, bilhassa hedefteki ülkelerin "tetiklenmiş" büyük felâketlerle sarsılacağını…
Deprem fay hatlarının tetikleneceğini…
Dünya Sağlık Örgütü'nün bu süreçte önemli roller üstleneceğini…
Bu Örgüt'ün bir ara "Kuş gribi var." diyerek, insanlığa yüzbinlerce kanatlı hayvanı itlaf ettirdiğini..
Oysa o süreçte, yani 2003-2008 yılları arasında dünya genelinde kuş gribi teşhisiyle (iddiası ile) sadece 192 kişinin, Türkiye'de ise sadece 4 kişinin öldüğünü…
Yalnızca Balıkesir'de binlerce kanatlı kuşun 2005 yılında sebepsiz yere itlaf edilmesinin acı hatıralarımız arasında yer aldığını....
Benzer şekilde kenelerin yol açtığı Kırım Kongo Kanama hastalığının da belli çevrelerce çok abartıldığını…
Bu hastalıktan Türkiye'de öldüğü ifade edilen kişi sayısının sadece 15 olduğunu…
Dünya Sağlık teşkilatınca bölgesel bir hastalık denilerek göz ardı edilen AİDS'ten 1985'ten beri ölen kişi sayısının ise yaklaşık 40 milyon olduğunu…
Dünya Sağlık Örgütü'nün kırk milyon kişinin AİDS'ten ölmesini Pandemi saymadığını, bölgesel, epidemic (yersel) bir hastalık olarak nitelendirdiğini…
Ama koronovirüsü anında "pandemi" ilân edeceğini...
Küresel güçlerin kuraklık düzensiz yağmurlar gibi "iklimsel" gelişmeleri yönlendirebilecek teknolojiye sahip olduklarını…
Dünyayı kıskaca alan küresel güç odaklarının özelikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri iyice köşeye sıkıştırmak için demirden çimentoya kadar birçok ürünün fiyatını tırmandıracağını…