Ölmüşler üzerinden kavga!

Bizimki "gibi" toplumlarda iki tür tavır ağır basıyor:

1-Geçmişle övünmek,

2-Geçmişe sövmek.

Atalarla övünmek ya da atalara sövmek!

Tarihimizi bugünkü politik çekişmeler için malzeme olarak kullanmaya bayılıyoruz.

Politikadaki aktörlerin taraftarları, vefat etmiş ve kendilerini anlatma imkânı kalmamış tarihi şahsiyetler üzerinden kavgaya tutuşuyor…

Kavgalarını Sultan Abdülhamit Han, Sultan Vahdettin Han ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk üzerinden yürüttüklerini görüyoruz uzun yıllardır...

Yakın tarihimizdeki bazı devlet adamlarını haşa hatadan münezzeh insanlar gibi göstermeye çalışanlar da oluyor, isimlerini yerin dibine batırmaya çalışanlar da…

Özellikle Abdülhamit Han ve Atatürk, Vahdettin Han ve Atatürk üzerinden atışmalar, takışmalar, hakaretleşmeler gırla gidiyor.

Ulu Hakan Abdülhamit Han diyen de oluyor, Osmanlı Sultanı'na hakaretler eden de…

Atatürk için de her iki taraftaki "radikallerin" neler neler söylediğini biliyoruz…

Tarihi böyle övgüler ve sövgüler için değil de "anlamak ve ders çıkartmak için" okusak ne iyi olacak…

Ne yazık ki çoğu tarihçimiz de ideolojilere, siyasi yelpazenin yer aldıkları tarafına göre konumlanıyor.

Böylece ortaya gerçek olmayan ya da abartılmış, saptırılmış tarih çıkıyor.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in "balığın tırmandığı kavak" diyerek işaret ettiği tutum…

Tarih yazıcılığı ideolojinin emrine girdiğinde, ortaya sıkıntılı durumlar çıkıyor…

Ve elbette…

Ne yapılırsa yapılsın, gerçekler eninde sonunda ortaya çıķıyor.

Devleti yönetenlerin, etten kemikten sinirden birer insan olduklarını…

Bir takım meziyetleri kadar eksikliklerinin, hatalarının da bulunduğunu…

Kimi zaman doğruları yaptıklarını, kimi zaman da hataya sürüklendiklerini…

Kulun hatasız olmayacağını bir türlü kabullenemiyoruz.

Tarihteki şahsiyetleri her yönleriyle "ululamak" ya da her yönleriyle "küçültmek", onları nesillerin gözlerinden iyice düşürmeye çalışmak ideolojik tavır.

Tarihi şahsiyetler neyseler öyle anlatılsalar…

Artılarıyla eksileriyle birer "kul" olduklarının altı çizilse…

Ve nesillere "Doğrularını geliştir, yanlışlarından uzak dur, geçmişten hisse kap!"