Yavru Vatan Kıbrıs'ta olup bitenleri görüyorsunuz…
Tam mânâsıyla "lâikatak krizi" yaşanıyor Kıbrıs'ta.
Biz buna "Kıbrıs'ın 28 Şubatı" diyoruz.
Türkiye'de şimdilik ve kâğıt üzerinde ortadan kaldırılan "başörtüsü yasağı" KKTC'nin başındaki büyük dertlerden.
Görmüşsünüzdür; oraların Anayasa Mahkemesi başörtüsüne serbesti getiren tüzüğü iptal etti diye meydanlarda toplanan kalabalıklar sevinç gösterileri yaptılar.
Sevinç gözyaşları döktüler!
Meydanlarda "Kıbrıs Laiktir, Laik Kalacak!" sloganları attılar.
Meselenin sadece başörtüsü olmadığını, yasağı dayatanların esas olarak "neyi" hedef aldıklarını bilirsiniz.
Türkiye'de çok yaşadık bunları.
Burada yıllar yılı, "Üniversitelerde başörtüsü serbest bırakılırsa ülke de laiklik de elden gider! Başörtülülerle başörtüsüzler birbirine girer!" dediler.
Bir yandan bunu yaptılar, diğer yandan da Soykırımcı İsrail'e yakınlaştılar!
*
Başörtüsü uzun yıllar yasaklı kaldıktan sonra üniversitelerde serbest bırakıldı.
Sonra her yerde serbest bırakıldı.
Bırakıldı da ne oldu
Hiç!
Hiçbir şey olmadı, laikliğe de bir şey olmadı.
Hatta ve hatta başörtülülerin bir bölümü laikliğin yılmaz savunucusu oldu.
Herkes serbest piyasa ekonomisine entegre oldu.
Yani…
Bir şey olmaz…
Olmayacak…
Kıbrıs'ta da olmayacak ama birilerinin derdi başka!
Dert başka dert!
Başörtüsü yasağını devam ettirmek için lâikliği öne sürenler, Siyonistlerin alabildiğine serbest olmalarından, Ada'daki güçlerini, etkinliklerini gün geçtikçe arttırmalarından rahatsızlık duymazlar.
Gündemlerine bile almazlar böyle konuları.
*
Beni takip edenler bilir…
Bilmeyenler, "Google"a "Serdar Arseven, Kıbrıs, KKTC, Kıbrıs İkinci Filistin olmasın" diye yazarlarsa birçok yazımıza, konuşmamıza ulaşabilir.
En az yirmi yıldır Kıbrıs'ta olup bitenlerle yakından ilgilenmeye, "bizim" medyanın ilgisini çekmeye çalışıyorum.
"KKTC'de gizli İsrail İşgali!" konusu, istiklâlimiz, istikbalimiz için o kadar önemli ki…
Medyamız, nasıl oluyor da bu kadar ilgisiz kalabiliyor, hayret ediyorum!
Yavru Vatanımız KKTC "kurnazlıklarla" işgal edilmek isteniyor.
Oralardaki kimi belediye başkanları ve sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, bazı bölgelerdeki toprakların yüzde 80'inin Siyonistlere satıldığını söylüyor.
Bendeniz Kıbrıs'taki Şirketler Mukayyitliği'nden kayıtları çıkarttığımda, "İsrail-Tel Aviv" bağlantılı birçok şirketin bulunduğunu görmüştüm.
Bunları yayımlamamızdan sonra, oralarda şirket satın alanların farklı yollara saptıklarını, izlerini belli etmemek için bu işleri "gizli ortakları" olan kimi avukatlar üzerinden görmeye başladıklarını bildirdi oradaki kaynaklarım bana.
Şirketleri biraz araştırdığınızda, İngiltere, Almanya, Rusya, Ukrayna, İran vatandaşı olan "Siyonistlere" de ulaşıyorsunuz…