İsrail Kıbrıs'ı gözüne kestirdi mi

Soykırımcı Terör Örgütü İsrail, İran'a saldırınca "Sıra kimde" sorusu tekrar gündeme geldi haliyle.

Soykımcı Sapkın Netahyahu, İran'a saldırmadan önce "Osmanlı geri gelemez artık!" demişti malûm.

Siyonist, Osmanlı'nın geri gelmeyecek olmasını kendisi için bir "güvence" olarak görüyor.

Belli mi olur bu işler, ya Osmanlı geri gelirse

Osmanlı'nın geri gelmesi, ismen, cismen geri gelmesi değil elbette.

O azametin, o kudretin geri gelmesi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden, yani bugünkü Devletimiz'den bunu beklemek hakkımız.

Bu olur mu

Mümkün mü

Birçok sıkıntımız var, etrafımız kuşatılmış durumda, ekonomik açıdan çok büyük zorluklar içindeyiz.

Milyonlar, anne baba olmayı külfet olarak görüyor artık.

Büyük bir hızla boşanıyor ve yaşlanıyoruz.

Birçok sıkıntımız var ama milletlerin hafızası da var.

Bazı durumlarda, o hafızamız ortaya çıkıyor ve en büyük imtihanlardan başarıyla geçmemizi sağlıyor.

Atak yapmaya başladığımızda, yedi düvelin üzerimize çökmeye çalışması da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Rahatsızlık duyuyorlarsa doğru yoldayız demektir.

Bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük sıkıntıları, İnşaAllah inancımızın emri olan, atalarımızdan miras kalan mücadele ruhuyla aşacağız.

O ruha sahip olmanın yolu da "bilinçle" kuşanmaktan geçiyor.

Biz bu mücadeleye elimizden geldiğince katkı vermeye devam edeceğiz kısmetse.

Bu kritik süreçte, üzerinde durmak istediğimiz öncelikli konular arasında Kıbrıs'a tezgâh meselesi de var.

İsrail Terörü'nün dur durak bilmediği bu süreçte, ilgimizi eksik etmememiz gereken son derece stratejik vatan parçamız.

KIBRIS'A PÜRDİKKAT!

Bilenler bilir; üzerinde ısrarla durmaya çalıştığımız meselelerden biri de "KKTC'deki Siyonist İşgal Girişimleri"dir.

KKTC'nin bugün ne büyük problemlerle karşı karşıya olduğunu

Kıbrıs Türklerini Yunan Soykırımı'ndan kurtaran Devletimizin daha sonraki yıllarda bu konuya yeterince ilgi göstermediğini her fırsatta dile getiriyoruz.

Medyamızın ilgisizliğine de tepki gösteriyoruz.

Gösteriyoruz ama, "kişisel ve kurumsal menfaat ilişkilerine" odaklanmış medyamızdan çok az kişinin ve kurumun ilgisini çekebiliyoruz bu alana.

Bizim medyamız kabaca ikiye ayrılmış durumda:

Bir tarafta iktidar ne yaparsa yapsın alkışlayanlar

Diğer taraftaysa iktidar ne yaparsa yapsın yuhalayanlar.

Biz, bu sıkıntılı ortamda "Kıbrıs İkinci Filistin Olmasın!" başlığı altında mesajlarımızı vermeye çalışıyoruz işte.

Bu hassas günlerde, "İsrail'in Kıbrıs üzerindeki hesapları" meselesine belki biraz olsun dikkat çekebiliriz.

Bildiğiniz gibi, Yunanistan ve Rum tarafı ile her konuda anlaştılar.

O kadar yakın ilişki var ki aralarında, Soykırımcı Netanyahu uçaklarını Yunanlılara emanet ediyor!

Rumların hava savunması da İsrail'e emanet.

Doğu Akdeniz'in zenginliklerinden Rumlara da pay veriyor ABD-İngiltere-İsrail ittifakı

Bizi de dirsekleyebildiği kadar dirsekliyor; Akdeniz'de, Ege'de sandal yüzdüremez hale getirmeye çalışıyor.

Ege'deki zamanında Yunanistan'a verilmiş adalar silah deposu ve silahların namluları Anadolu'ya dönük vaziyette.

Batı Trakya da aynı durumda, o taraftan da kuşatılmış vaziyetteyiz.

Doğu Akdeniz tarafındaki İsrail-ABD yığınağının en büyük hedeflerinden biri de Türkiye.

Bu durumda Suriye kadar, KKTC'nin de milyon kere hayati önemi oluyor bizim için.

KKTC'deki yabancıların özellikle de Siyonistlerin gayrimenkul alımlarının ve farklı yöntemlerle şirketleşmelerinin ne boyutlara vardığına dair yazılarımıza kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Biz konuyu gündeme getirmeye çalışıyoruz ama ne yazık ki "bizim" medyamız pek oralı olmuyor!

Bu durumda ne yapalım

"Kamuoyunun ilgisini Kıbrıs Dâvâmız'a çekme çabamıza devam!" diyelim

Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri Cemal Akkuş'un "Yeniden Kıbrıs Cephesi"