Aile Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş ,"aile kurumunun zayıflamasından" şikâyetçi!
Tıpkı bizim gibi, sizin gibi şikâyetçi!
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "veciz" bir konuşma yapıyor Sayın Göktaş…
Karşımızdaki tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyor.
Nüfus konusunun Türkiye'nin beka meselesi (yani varlık-yokluk meselesi) olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
"Günümüzde hanelerin yüzde 50'sinde çocuk yok! TÜİK projeksiyonlarına göre, önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Karşı karşıya olduğumuz bu gibi sorunların çoğunun temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor."
*
Tespitler muazzam değil mi
Gerçekten de öyle.
Devam edelim haberimizi okuyamaya:
Aile Yılı'na yönelik eleştirileri yanıtlayan Göktaş, "Aile Yılı ilân etmemizin ardından birçok itibarsızlaştırma ve dezenformasyon çabalarını gördük." ifadesini kullanıyor.
Aile kavramının bazı kimselerce toplumun birleştirici gücü olmaktan çıkartılıp tartışma konusu haline getirilmeye çalışıldığına dikkati çeken Göktaş, "Aile ve kadını karşı karşıya getirme çabalarını anlamıyorum. Birini yüceltip diğerini küçümseyen zihniyet, aslında hem kadını hem aileyi zayıflatıyor. Aileyi, bu ideolojik kalıplara sığdırmaya çalışan bakış açısını tamamen reddediyoruz." diyor.
Doğurganlık hızındaki düşüşün yalnızca ekonomik göstergelere indirgenemeyeceğini öne süren Göktaş, şunları söylüyor:
"Bu mesele yalnızca gelir düzeyiyle, istihdam oranıyla veya ekonomik büyüklükle açıklanabilecek bir konu değildir. Dünyadaki tüm ülkeler, bu konuda tedbirler alıyor. Avrupa'dan tutun dünyanın dört bir yanında, bugüne kadar tek çocuk politikası yürüten ülkeler dahil aileyi korumak ve güçlendirmek adına önemli adımlar atıyor. Aileyi küresel ölçekte stratejik hale getirmek durumundayız. Pek çok ülke bu konuda ekonomik desteklere önemli yatırımlar yaptı. Bir bakın, inceleyin. Sizi davet ediyorum. Dünya projeksiyonuyla ilgili size bir sunum yapayım. Bu konuya hep beraber el atmak, çalışmaya devam etmek zorundayız. Olaya ideolojik perspektiften baktığımız sürece bu konuda ilerleyemeyiz."
*
Haberimiz özetle böyle.
Sayın Bakan "çarpıcı tespitlerde" bulunuyor…
Bulunuyor da…
Kendilerinden beklenen biraz daha ötesine gitmesi…
Ne yazık ki…
Çözümler kısmında "Hep birlikte çalışalım, ideolojik yaklaşımları kenara bırakalım" çağrısından başka bir şey göremiyoruz…
Bir kere…
Evet, "çocuksuz hanelerin" sayısının bu kadar artmış olmasını sadece "ekonomik sebeplere" bağlamak doğru olmaz ama…
Bunun payının çok büyük olduğunu da söylemek gerek.
Benim, 27 yaşında orman mühendisliğinden geçen sene mezun olmuş bir akrabam var.
Allah nasip ederse bir "ev hanımı" ile evlilik yapacak…
Yapacak ama, emekli babasının geliri, maddi durumu kendisini evlendirmeye yetmiyor.
Sağlam bir işi yok, harıl harıl arıyor, yapabilirse KPSS'den iyi puan çekip "memur" olacak…
Yapamazsa, evlenebilmesine, kirasını ödeyebilmesine, evini geçindirebilmesine yetecek bir getirisi olan iş bulması lâzım.
Babası, "Hadi döküntü arabamı satsam, edeceği en fazla 400 bin lira. Oradan buradan denkleştirdik, oldu 600 bin lira! Bu parayla mümkün değil evlenilmez, yuva kurulmaz!" diyor.
Aldığı emekli maaşı ek işten aldığıyla birlikte ancak boğazlarına yetiyor Aile'nin…
Hadi, borçlanıldı, edildi, evlenme işi halledildi, eve kapak atıldı diyelim…
Geçim işi nasıl olacak
Bu durumda, Kız Babası, "Evlâdım acelesi yok. Sen önce bir işini gücünü ayarla. Birbirinizi sevmişsiniz de, iki gönül bir olunca samanlık seyran olmuyor!"

16