Gazze ve bizler!
Bu dünyada olan biten ne varsa içinde mesaj barındırır.
Mesele o mesajları görebilme ve gereğini yapabilme meselesidir.
Bugün…
Gazze'deki mazlumlar, sayıları iki milyarı bulan Müslümanların gözleri önünde soykırıma uğruyorsa…
İsrail Terör Örgütü'nün bombalarının isabet etmedikleri de, açlıktan şehit oluyorsa…
İki milyarlık "İslam Âlemi" (!) birçok gayrimüslimin de yaptığı kadarını yapıyor…
"Kınamakla" yetiniyorsa…
"Babalarımız, oğullarımız, kardeşlerimiz, eşlerimiz, aşiretlerimiz, kazandığımız mallar, durgunlaşmasından korktuğumuz ticaretimiz, beğendiğimiz meskenlerimiz…
Bize Allah'tan, Peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyeceğiz!"
***
Rabbim…
"Fasıklar topluluğu" olarak kalmaktan muhafaza buyur İslam Âlemi'ni.
ZAAFLARIMIZDAN
VURULMAK!
Servet, şöhret, şehvet…
Neye zaafın varsa oradan vuruluyorsun. Zayıf noktan neresiyse şeytan oradan sızmaya çalışıyor. Uzun yıllardır nefsimin gediklerini kapatmaya uğraşıyorum.
Bu çabama birçok vesilenin beni mezarlıklara, hastanelere daha fazla gider hale getirmesi de yardımcı oluyor.
Düne kadar etrafa neşe saçan insanların mezarlıklardaki ve onkoloji (kanser) servislerindeki "mahzun" hallerini gördükçe…
Dünya hırslarından arınmaya doğru yol alıyorsunuz.
Bu durum da üzerinizdeki "maddi baskıların" azalmasını sağıyor.
Bir vakitler "el alem ne der" sorusuna fazlaca kafayı takan bendeniz, hayli zamandır bunlara epeyce boş vermiş durumdayım.
Mesela, bazı sözlerime iktidar, bazı sözlerime ise muhalefet "taraftarları" çok kızıyor.
Bunların çoğu "beni" tanımayan tipler.
Hayra motor şerre fren olmaya çalışmak hepimiz için "farz"dır.
Doğruları destekleme, yanlışlara karşı çıkma hassasiyetine sahip olanlar için "kınayıcıların kınamaları" pek de önemli değildir.
Servetin, şöhretin, şehvetin, vesairenin esiri olmuşların oranı ne kadar az olursa toplumun yolu o kadar temiz olur.
Yalancı dostlar sizi sizden eder.
Menfaatçi takımı, sizin etiketlerinize önem verir. "Gelene ağam, gidene paşam" karakteri için mühim olan kendilerine menfaat sağlayabilecek "güçte" olanlarla birlikte hareket etmektir.
Güç merkezi değiştiğinde, bunlar da değişir.
Bir meşhur politikacının "Hangi takımı tutuyor sunuz" sorusuna verdiği "Hangi takım kazanırsa o takımı!"