Gece boyunca İsrail Terör Örgütü'nün pedofili Trump destekli Gazze'ye saldırılarına, "ateşkes"i ayaklar altına alışına, bebekleri soykırıma uğratmaya devam edişine dair gelişmeleri takip ettik.
Soykırım Destekçisi Trump "Hamas uslu durmazsa İsrail perişan eder!" yollu lâflar ederek sinyalini vermişti zaten.
"Anlaşma"nın alandaki ilk somut adımı "esirlerin serbest bırakılması"ydı.
Köşeye sıkıştırılan Hamas, esirleri serbest bırakınca Soykırımcı Netanyahu'nun eli iç politikada rahatladı ve yeni soykırım atağına geçti.
Soykırım Destekçisi Trump ve İsrail Terör Örgütü, yine yaptılar kurnazlıklarını…
Ateşkes anlaşmasının imzalanmasından evvel bir "Sumud" heyecanı vardı.
Dünyanın her yerindeki duyarlı insanlar caddelerde, sokaklardaydı.
Filistin'e "manevi" destek had safhadaydı.
Anlaşma olduydu, olacaktı…
İmzalandıydı, şartları neydi derken, dikkatler dağıldı, o heyecan azaldı.
Gazze bizim de gündemimizden epeyce ötelendi.
Hem esirleri al, hem tepkilerin dozunu düşür, hem de soykırıma devam et, sarı hat, marı hat dinleme!
ABD Başkanı, Başkan Yardımcısı da "Ateşkes devam ediyor!" yollu lâflarla dalga geçmeye devam etsin.
Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar bizlerle.
Öğrenilmiş çaresizlik duygusunun pençesinde bir şeyler demeye çalışıyoruz.
Kınamalar, şiddetle kınamalar, kesin bir dille kınamalar…
Hepsi suratımızda patlayan tokatlar gibi!
GEBZE'DE ENKAZ!
Bir yandan tarihin en büyük soykırımı karşısında böyle "oturduğumuz yerden tepkilerle" yetinme halleri…
Diğer yanda da içteki problemlerimiz.
Dün sabah, çocuklar okullarda Cumhuriyet Bayramı kutlamak için toplanmışken…
Gündem oraya yoğunlaşmışken…
Gezbe'den 7 katlı binanın çöktüğü ve enkaz altında insanlarımızın kaldığı haberi geldi.
Balıkesir Sındırgı depreminin etkisi İstanbul'da da hissedilmişti, o sarsıntı mı yıktı binayı
Etkisi azala azala ulaşan sarsıntı yıktıysa eğer, eyvah!
Yıkılacaktı zaten, yıkılma sinyalleri veriyordu zaten durumu varsa eyvah ki eyvah!
Bina belirti vermedi mi, yıkılıyorum demedi mi, tedbir alınmadı mı, böyle binalarda oturan kaç vatan evlâdı var
Balıkesir Sındırgı merkezli depremin olduğu gece İstanbul'da yaşayan akrabalarımız endişelerini dile getirmişlerdi.
Yıkılma tehlikesi bulunan binalarda oturuyor, akrabalarım.
Binalar bitişik nizam, deprem olduğunda birbirinin üzerine yıkılacaklar Allah korusun.
Sokaklardan iki küçük araba yan yana geçemiyor…
Bir büyük deprem olsa Allah korusun, nereye kaçacaksın
"BURAYA KÖPEK GETİRMEYİN!"
Burası sanki Hindistan, bilmiyorum oralarda böylesi var mıdır ama buralarda var, buralarda sokaklardaki başıboş köpeklerden endişe ediyoruz.
Bugüne kadar çoluk çocuk nice insanımız hayatını kaybetti, yaralandı ama mesele bir türlü çözüme kavuşturulamadı…
Gönül yorgunluğumuz artıran videolar da bir bir önüme düşmekte.
Eskişehir'deki Odunpazarı'nın Belediye Başkanı Kazım Kurt başıboş köpek meselesi hakkında konuşuyor:
"Odunpazarı Belediyesi'nin mevcut barınağının köpek kapasitesi 200'dür. Barınakta 19 Mayıs 2025 tarihi itibarı ile 534 köpek bulunmaktadır. Büyükşehir doğal yaşam alanına da 339 köpek göndermiş olmamıza rağmen. Dolayısıyla artık bizim köpek barındırmamız mümkün değildir! Kapasitemiz dolduğuna göre kıymetli hemşehrilerimiz, bize hiçbir biçimde bu köpekleri al, barınağa götür demesin!

16