Aile yılının bitmesine bir aydan az süre kaldı.
Neyse ki süre uzatıldı; Aile Yılı, Aile On Yılı yapıldı.
Aile on yılı hayırlı, uğurlu olsun.
*
Medyanın büyük kısmı "Aile Meselemiz"e pek ilgi göstermiyor.
Büyük kısmı, feminizmin anaforuna kapılmış gidiyor.
Biz, durmak yok yola devam.
Büyük Şair Fuzuli'nin dediği gibi,
Söylesek faydası yok, söylemesek gönül razı değil.
Faydası yok mu gerçekten
Bilemiyorum ama…
Siyasi iktidarın bazı önde gelen yetkilileri bile, isimlerini vermemem kaydıyla aile, eğitim ve kültür işlerinin iyiye gitmediğini söylüyor ve ikaza devam etmemi istiyor!
Bana, isimleriyle konuşsalar…
Yani, isimlerinin açıklanmasında sakınca görmeseler ne iyi olacak…
Olacak da, bu kez "Halk Tv, Sözcü Tv, Tilki TV, Şimdi TV gibi kanalların" diline düşmek var, "İktidar önde geleni filancadan iktidara sert eleştiriler!" gibisinden haberlere konu olmak var.
Sıkıntı büyük, çok büyük…
Büyük olmasaydı, başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve "Aile" Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş en keskin ifadelerle uyarmazlardı.
Şikâyet etmezlerdi!
Aile işleri düzgün gitmeyince, boşanma oranları artınca, evlenme isteği azalınca, hanelerin yarısı çocuksuz hale gelince…
Her alanda sıkıntı olur.
Sokak ve okul güvenliği bile sıkıntıya girer ki…
Olan bitenler ortada!
Siyasi iktidarın önde gelenleri, sürekli olarak durumlardan şikÂyet ediyorlar ama bu şikâyetlerin uzun yıllardır devam etmesi, aile bakanları değişse de devam etmesi sıkıntının "kronikleştiğini" gösteriyor.
Yapılan ikazların da çok işe yaramadığını gösteriyor.
Mesela… Sayın Cumhurbaşkanı, çeşitli vesilelerle medyayı, özellikle de televizyonları uyarıyor.
İsim vermeden bazı televizyonları ikaz ediyor.
RTÜK'ü ikaz ediyor.
Örnek mi
Şu sözleri:
"Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine şiddeti teşvik eden, meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir dol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına, ve RTÜK'e sorumluluk düşmektedir."
Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar isabetli tespitlerde ve ikazlarda bulunuyor değil mi
Bu tespitlerde ve uyarılarda bulunma görevini biz de yerine getirmeye çalışıyoruz ama…
Malûm, bizde yetki yok.
Elimizde bir kalem var, ağzımızda da birkaç kelam…
Mümkün mertebe yapıyoruz görevimizi…
Bizim dediğimizi yaparlar ya da yapmazlar…

14