Bir kere 2 gerçeği kabul etmeliyiz: 1- Adana Demirspor çok iyi bir kadroya sahip. üç Türk zorunluluğu olmasa daha da iyi kadroları olur. Bu takıma pas oyunu oynayabilecek belki tek takımlar Trabzonspor ve Başakşehir. 2- Fenerbahçe bu yıl hemen hemen hiç bir maçta topa sahip olma oranında üstün bir istatistiğe sahip olmayacak. Jorge Jesus'un yoğurt yiyişi bu. Adam paslaşma, sete yerleşme, rakip yarı alanda top yapma falan gibi konularla ilgilenmiyor. Direkt uzun toplarla öndeki oyuncularına topu atmak üzerine bir oyunu var. Yani Fenerbahçeliler "Biz neden orta sahada üstün değiliz" diye sormamalılar. Böyle bir oyunu yok Jesus'un. Bu oyunun bir özelliği daha belli bir yerleşim planının olmaması. Sağ kenar forvet (Emre Mor) ortadan sol santrfor gibi oynayan hücumcuya (Valencia) sağ içe top attı. O top penaltı oldu. Sonra bir kişisel hatadan Valencia 2. golü buldu. Rakip stoper Samet'i bir de sarı kartlık yaptılar. Demirspor'un devre sonunda Onyekuru ile bulduğu ofsayta takılan penaltı pozisyonu dışında fazla bir etkinliği de yoktu. 2. devre başında 3. gol gelince aslında maçın rahatlaması lazımdı. Ama Attila'nın çok bariz hatasından Onyekuru'ya penaltı yaptırması ile adeta ölüyü diriltme durumu yaşandı. Sonra Onyekuru tek başına Ferdi ve Lemos'lu kanadı perişan etti. Jesus'un skoru 3-0'a getiren; 3 maçta 13 gol attıran oyun pratiğine nasıl şapka çıkarıyorsak MHY ve Osayi'yi skor 3-1 iken oyuna almamasını da eleştirmeliyim. 3. araya sızışından sonra Osayi'yi alıp Onyekuru ile eşleştirmeli, MHY'yi Belhanda ile oynatmalıydı. Hatta İrfan hamlesi yapılıp önde top tutmak da denenebilirdi. Hoca bunları yapmayınca; Attila bir kez daha Onyekuru'ya ikram yapınca skor 3-2'ye; tribünlerin yüreği de ağza geldi. Zaten baştan beri topa hakim olan misafir ekip bu kez psikolojik üstünlüğü de aldı. İsmail Yüksek'in hatasından Onyekuru 3.'yü de atabilirdi. Sonra oyun akmazken Rakitskiy kızardı. Bu pozisyonu VAR'dan önce yardımcı çizgi hakeminin süzmesi gerekirdi. Çalışılmış duran top organizasyonlarının bir