Büyüyen tehlike: Çocuk cinayetleri ve devletin sessizliği

Türkiye'de çocukların suça sürüklenmesi artık istatistik olmaktan çıktı, sokakların kanlı gerçeği haline geldi. TÜİK verilerine göre 2024'te güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 612 bin 651, suça sürüklenen çocuk sayısı ise 202 bin 785. En yaygın suçlar: yaralama (%40,4), hırsızlık (%16,6), uyuşturucu (%8,2).

Kadıköy'de Minguzzi cinayeti… Kağıthane'de çocuk tetikçiler… Etlik'te Hakan Çakır'ın ölümü…

Farklı şehirler ama aynı tablo: çocuk yaşta işlenen suçların artışı…

Bu Çocukları Kim Suça İtiyor

Sorunun kaynağı çocuklar değil; onları yönsüz, sahipsiz bırakan sistem. Yoksulluk, işsizlik, aile içi şiddet, eğitimdeki boşluk, şiddeti sıradanlaştıran medya, kontrolsüz denetimsiz internet, hayvan cinayetleri, şiddete sempati kazandıran(!) diziler…Hepsi bir araya gelince bu son kaçınılmaz oluyor.

Çocukların kitap tutması gereken elleri, bugün bıçak ve silaha sarılıyor. Bu sadece onların değil, hepimizin geleceğinin yok oluşu demek.

İktidar ise hala tek çözümü "cezaları artırmak" sanıyor. Oysa asıl görev, çocukları suça hiç bulaştırmamak.

Dünyada Durum Ne

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 15–29 yaş arasında 193 bin genç cinayet kurbanı oluyor; bu, tüm cinayetlerin %40'ı. Yani genç şiddeti küresel bir sorun.

Ama gelişmiş ülkelerde fark şu: Çocuk suçluluğu devletin öncelikli meselesi. Sosyal politikalar, aile destekleri, rehabilitasyon programları ile suça bulaşmadan önce çocuklar korunuyor. Bizde ise sorun ancak bir cinayet haberi olunca gündeme geliyor, birkaç gün konuşulup unutuluyor.

Sert Siyaset Dili, Sertleşen Sokaklar

Bu ülkenin sokaklarında şiddet artarken, yukarıdan aşağıya yayılan bir tehdit dili var.
Kürsüye çıkan siyasetçi, rakibine "Ezer geçeriz", "Asarız, keseriz" diyor. Devletin dili öfke ve tehditle yoğrulurken, çocukların diline de şiddet sirayet ediyor.

Bir ülkenin çocukları, ekranlarda sürekli hakaret, linç, saldırı, düşmanlaştırma görüyorsa; o ülkenin sokaklarında kavganın, bıçağın, kurşunun sıradanlaşmasına şaşırmamalıyız.