Atatürk, İzmir, Özlale

İzmir 3. büyükşehir ama Bursa, Antalya, Antep, Konya gibi şehirler İzmir'i yakalamak üzere; İzmir liman şehir ama denizden de bir o kadar uzak bir şehir; İzmir, ilk İktisat Kongresi'nin yapıldığı şehir ama bir taraftan da ticaretten, kalkınmadan uzak bir şehir.

Gerçi kalkınma konusunda genel olarak ülkemizde de ciddi sorunlar mevcut. Yatırımcıyı bulana aşk olsun. İliç'teki gibi bir yatımcıdan bahsetmiyorum. Teknolojisini, know-how'ını getiren yatırımcıdan bahsediyorum. İçeride kendi kendimize laf yetiştirerek, kutuplaşma gibi suni gündemlerde boğularak zaman ve birçok kaynak heba ediliyor. Bir taraftan da maalesef yoksulluk artıyor. Açıkçası genel olarak bir 'yönetim problemi' ile karşı karşıyayız. Bunu İzmir özelinde de görüyoruz.

Örneğin İzmir'de çoktan trafik, altyapı, gecekondulaşma gibi tali sorunların halledilmesi gerekirdi. Ama öyle değil. Dünkü yazıda detayları belirttim. İzmirliler hangi partiden olursa olsun çok şikâyetçi. Oysaki bu sorunların şimdiye kadar çoktan halledilmesi gerekirdi ve bizim şu an İzmir'in Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkelerin şehirleriyle rekabetini konuşmamız gerekirdi. Kalkınmayı, ilerlemeyi konuşmamız gerekirdi.

Ülke olarak bir vasata saplandık ve çıkamıyoruz maalesef

O yüzden de İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ümit Özlale'nin İzmir için projelerini anlatırken belirttiği şu sözlerine özellikle dikkatinizi çekmek isterim:

"Mesele belediye kazanma meselesi değil. Sizin desteğiniz ile o belediyeyi kazanırız. Çöpünüzü toplar, yollarınızı yapar, altyapı sorunlarınızı çözerim. Zira bizim daha büyük hayallerimiz, İzmir vizyonumuz var. İzmir'i yeniden sanayinin, ihracatın lokomotifi yapmak için yola çıktık."

Ümit Hocanın bu sözlerine üzüldüm, ama bir taraftan da umutlandım. Üzüldüm çünkü o kadar vasata saplandık ki olması gereken, bir an önce halledilmesi gereken altyapı, yollar gibi temel işlerin hala konuşulması bizim ne kadar geriye gittiğimizi gösteriyor. Bir taraftan da Ümit Hocanın ortaya koyduğu vizyonu görünce umutlandım.

Hocanın şu sözlerini de aynen aktarmak isterim. Zira bilgi çağında bizlerin bunları konuşması gerekiyor.

"İzmir'i tasarım ve inovasyon başkenti yapacağız. İhracatımız artacak, kaliteli yatırımlar gelecek. İzmirli gençler, İstanbul ya da yurtdışına gitmeyecek, hayallerini İzmir'de gerçekleştirecek."

Gelişmiş ülkelerde 'Yıkıcı bir şekilde inovasyon yapmıyorsanız, işiniz bitebilir' sözü dillerde. Dolayısıyla İzmir'in temel meseleleri bir an önce çözülsün, asıl İzmir'e yatırımlar gelsin, ihracat konusunda İzmir diğer büyük illerle yarışsın. Gençler hayallerini yaşayabilsin. Zira sahada İzmirli gençlerin en çok belirttiği, talep ettiği kavram 'refah'.

Ayrıca Ümit Hocanın şu cümlesini de aynen aktarmak isterim:

"Basmane Çukuru utanç çukuru değil dünyanın en büyük inovasyon ve girişimcilik merkezlerinden olacak. Akıllı belediyeciliğin temelleri orada atılacak."

İşte bizim siyasetçilerden böyle cümleler duymamız gerekiyor. Vasatın bir an önce terk edilmesi gerekiyor. Vasatı bizlere dayatan siyasetçileri uyarmamız gerekiyor. Çıkış yolu ancak bu şekilde olabilir.

Tam da bu noktada şu soruyu sormak isterim: "Atatürk neden büyük bir lider" En başta strateji dehası olduğu için büyük bir lider. Vizyoner olduğu için, dönüşümcü bir lider olduğu için, entelektüel olduğu için, cesur olduğu için, değişimin önderi olduğu için Açıkçası bu konu üzerine sayfalar dolusu yazılabilir. Zira son dönemde yapılan tartışmalara bu şekilde cevap vermek istedim.

Projelere tekrar dönecek olursak Hocanın şu sözlerini de aynen belirtmek isterim.

"Belediye iştiraklerini denetleyeceğiz. Belediye rüşvetin, yolsuzluğun merkezi haline gelmeyecek. Herkes paranın nereye gittiğini görecek."

Ki kaynakların heba edilmeden, şeffaf ve hesap verilebilir bir şekilde 'yönetim' olması gerekendir.

Açıkçası Perşembe günü İzmir İktisat Kongre Merkezi Binası'nda gerçekleştirilen toplantıda Ümit Hoca ulaşım, kentsel dönüşüm, altyapı, çevre gibi belediyecilikle ilgili temel konular üzerine İzmir için birçok projesini anlattı. Bu projelerde elbette önemli ama asıl yukarıda belirttiğim projeleri özellikle vurgulamak istedim. Zira vasata alışmadan, bilgi çağına uyumlu bir şekilde adımlar atmamız gerekiyor, bu alanı öne çıkarmamız gerekiyor. Diğer türlü ilerleme nasıl olacak