Nereye baksam tel tel dökülüyoruz. Ne bir kalite ne nezaket…
Karışık, çok karışık bir dönem…
Ne gül nazı biliniyor ne değerler hatırlanıyor.
Çok kaba ve acımasız bir dönem…
O da içerisi girsin bu da içeri girsin yeter ki 'bizden' olmasın deniyor.
Bizden olan nasılsa görülmüyor, yanlışlar hep karşı tarafta deniyor.
Ne hukuk işliyor ne hakikat biliniyor.
Anca dillerde hakikatin peşindeyiz deniyor. Deniyor deniyor da koca bir yalanın içinde debeleniyor.
Anca bizden ve onlardan deniyor.
Biz kim Onlar kim Hepimiz 'biz' değil miyiz
Her şey var gibi, bir taraftan da hiçbir şey yok gibi.
Görüntüde tam gibi dilde gerçek gibi ama ne var ki…
Can fakir, can karanlıkta, can yalanda!
Dillerde çürüme de çürüme.
Çürüme var da kim ne yapar, kim ne der
Anca cüzdanlar dolup taşıyor. Kimse de çıkıp bu gidiş, gidiş değil neden demez
Görülmez mi değerlerin en dibinde olduğumuz
Ne bir hoş sohbet ne bir güzel söz… Bilinmez mi bizim eller viraneye döndü
Hele bir de şu mahalle bu mahalle diye ayrım yapılıyor ya… Hepimiz güzelim Anadolu'nun evlatları değil miyiz
Dedim ya. Ne dağların tadı kaldı ne vadilerin canı.
Kalpler karardı, diller uzadı, gözler perdelendi.
Yeni sistem geldi. Ne hafıza kaldı ne liyakat.
Yeni sistemle birlikte anca kişilerin isimleri geldi.
Bir de bir saray türküsü tutturmuşlar sormayın gitsin.
"Saraya gittim, saraydan geldim, benden güçlüsü yok diyen diyene…"
Dedim ya… Karışık, çok karışık bir dönem…
Güç de güç. Herkes gücün peşinde… Kimse de garipleri görmez
Kimse de hatırlamaz kara toprağı Kimse de hatırlamaz kökünü.