Ne geçmiş ne gelecek büküldü zaman fırtına vurdu defneleri
Kas katı elimde onca sızı, sırtımda dağların ahı serde virane eller
Kapatın kör kuyuları yerinde durmaz gölgem kaçar gider
Toprak ters düz, tarifsiz bir yara unutamam ılgınları, Şepker Çayı'nı
Karanlıkta hayal kuramam, kıvranır dururum, saramam yuvasızları, sökemem kökünden zalimleri
691 bin kişi hâlâ konteyner kentte yaşıyor. 691 bin kişi Çok büyük rakam
Depremin üzerinden iki yıl geçmiş. Ve hâlâ 691 bin canımız konteynerde.Yazması bile zor. O koşullarda yaşaması nasıl kolay olsun
Gidelim kara kışın en soğuğunu da yazın en sıcağını da kardeşlerimizle konteynerde geçirelim desem kim gelir
Söyleyim kimse gelmez.
Gösteriş var desem anında gelinir.
Büyük bir ihale daveti yapsam uçarak gelinir.
Makam, mevki desem cümle bitmeden gelinir.
A8 desem hemen gelinir.
Peki, garipleri kim görecek Nasılsa garipler yalnız, bir başına.
Unutmadık çadır satanları, unutmadık deprem döneminde kurumların tel tel döküldüğünü. Unutmadık koordinasyon sorununu.
Ki son yangın faciasında da gördük kurumların tel tel döküldüğünü.
Unutmadık kardeşlerimiz için altın değerindeki zaman diliminde sosyal medyanın yavaşlatılmasını.
Unutmadık GSM firmalarının çökmesini.
Öte yandan sorumluların gerekli şekilde yargılanmadığı da ortada
Gelinen bu noktada merkezi yönetim ya da yerel yönetim ayrımı yapmadan şunlarıözellikle sormak isterim: