İran Azeri Türklerinden ressam, heykeltıraş, şair, yazar Seyed Davoud, özgürlüğün sembolü "At"larla kendisini ifade eden bir sanatçı. İran'da özgürlüğü kısıtlanan milyonlarca Azeri Türklerinden sadece bir tanesi. Üstelik hakkında idam hükmü var. Neden mi Ürettiği sanat eserleri yüzünden...
Ressam Seyed Davoud, 20 Kasım'da Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı'nda Hector Art Gallery himayesinde yeni dönem eserlerinden oluşan kapsamlı seçkisini "Kain'at" adıyla sanatseverlerle buluşturdu. Açılış gecesinde Davoud, Mehmet Taylan'ın müziği eşliğinde dakikalar içinde canlı performansla iki tane tablo ortaya çıkardı. Ayrıca Davoud sergi boyunca her gün iki saat canlı heykel yaparak sanatseverlere görsel şölen sunmaya devam edecek.
Davoud, kim bilir kaç tablonun emeğinin izi olan üzeri yağlı boya dolu atölye kıyafetiyle açılışa katıldı. Gece boyunca sanatseverlerin ilgisi nedeniyle bir dakika oturamadı. Sanatseverlerimizin sanatçıya olan ilgisi her daim beni gururlandırmıştır. Bu, dünyanın her yerinde böyle olmalı...
"KARANLIK OLMAZSA IŞIK OLMAZ"
Kendisi aynı zamanda şair. Tabloları da sanki şiir okuyor... Birçok duyguyu barındırıyor içinde. Hüzünlü ama aynı zamanda umut veriyor.
Öyle çok sergisi olmuş ki saymayı bırakmış. Sorduğumda "100-120" olmuştur diyor.
Seyed Davoud ve güzelliğiyle göz dolduran naif eşi Nergis'le gecenin sonunda sohbet etme imkanı buldum. Gecede çizdiği tabloyu sordum Davoud'a. Siyah atları beyaz boya ile örtüyordu. Sebebini sordum; "Karanlık olmazsa ışık olmaz" dedi.
Daha öncesinde arkadaşlarım bana Davoud'un İran'dan kilometrelerce yürüyerek kaçtığını söylemişti, merakla bu konuyu anlatmasını istedim. Öğrendiklerim karşısında kanım dondu;
"İran'da 6 yıl cezaevinde kaldım. Yaptığım resimler, yazdığım şiirler ve makaleler nedeniyle. Daha sonrasında yaşayamaz duruma geldim. İdamla yargılanıyordum. Başka çarem kalmadı ve kilometrelerce yürüdüm. Sonunda Van'a ulaşmayı başardım."
"MAYIN TARLASI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM ORADAN YÜRÜYEREK GEÇTİM"
"Kaçış sürecinde mayın tarlasından geçtim ama o arazinin mayın tarlası olduğunu bilmiyordum. Hava çok soğuktu. İran'da eserlerimi yaktılar, yazdığım kitapları hamur ettiler. Türkçe ve Farsça yazdığım şiirlerim vardı. Makalelerim vardı. Tüm ürettiğim eserlerim, dine, devlete, nizama aykırı bulundu ve idamla yargılandım."

19