Münevver Karabulut'u öldürdükten sonra cezaevinde intihar eden ancak kamuoyunda ölmediğine dair iddialar olan Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına karar verildi!
Geçtiğimiz yıllarda yalan bilgilerin hızla yayıldığı, sonucu belli olan mahkemelerin kurulduğu, yargısız infazların ve itibar suikastlarının yapıldığı bir dönemden geçtik. Mezar boş çıkarsa hiç şaşmam!
Cem Garipoğlu'nun mezarı boş çıkabilir iddiası!
14 yıl önce Münevver Karabulut'u vahşice katleden Cem Garipoğlu ve Garipoğlu ailesi gündemden düşmüyor. Öylesi dehşet bir cinayet ki, günlerce konuşulmuş ve üstüne üstlük de değerlendirmelerin sonucunda hep farklı tezler ortaya atılmıştı. Bugün geldiğimiz noktada ise katil Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasına karar verildi. Çünkü hala cezaevindeki son volta görüntüleri ve intiharından sonra mezardaki kişinin Cem olmayacağı kuşkuları var Bu işin mutlak çözümü ise bilimsel olarak DNA örneklerinin alınıp değerlendirmelerin yapılması
Sonunda bu da yaşandı diyebileceğimiz olaylar yaşanıyorken yine geçmişte yaşanan ve büyük bir enkaza dönüşen Münevver kızımızın ailesinin de açıklamaları şu anda sosyal medyada en çok konuşulan konular arasında yer alıyor. Öncelikle Münevver'in teyzesinin acısına bir kez daha ortak olalım ve ne demiş bir bakalım Bolu'nun Mengen ilçesi Kayabaşı köyünde bulunan Münevver Karabulut'un kabrini ziyaret eden teyzesi, İhlas Haber Ajansı'na (İHA) konuştu. Acılı teyze, "2009'da bu olay olduğundan beri hepimiz ruh gibi yaşayan insanlar olduk.
Yapılan Raporda, o şahsın ceza ehliyetini etkileyen bir akıl hastalığı veya akli dengesinin zayıflığı bulunup bulunmadığı yönündeki Adli Tıp raporunda akli dengesi yerinde diyerek duyuru yapmalarını hala şaşkınlıkla karşılarken bu olay biliyorsunuz çok şeye gebe oldu. Garipoğlu ailesi tarafından birçok delil, her şey karartıldı. Şimdi de Garipoğlu'nun kabrinin açılması düşünülüyor. Pazartesi günü inşallah Allah'ın izniyle yapılacak ama minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır muhakkak. Üzerinden yıllar geçti. Toprakta artık DNA izi kalmamış olabilir. Toprak türleri var, asit var, DNA'sı yok olmuş olabilir. Her şey olabilir" dedi.
"Sonuçta giden geri gelmiyor" diyen teyze, "Biz yaşadığımız acıyı biliriz. Ama ne diyelim Ben çocuğumuzun cennette olduğunu düşünüyorum. Ablam, eniştem, aile bitik durumda. Giden can geri gelmiyor. Allah bunu bize yaşatanlara da aynısını yaşatsın inşallah" diye konuşmuş. Çok haklı teyze, giden hiçbir zaman geri gelmiyor ve yaşanan acılar ise bir köz gibi yürekleri her daim yakmaya devam ediyor.
Şer ekseninin ana dinamosu olarak gördüğüm bu kişi hakkında benim burada dikkatinize sunmak istediğim ise; testereyle kız arkadaşını katleden ve sonrasında ise cezaevinde intihar eden bir gencin geldiği noktanın tezahürü aslında. Öncelikle biz toplumumuzun DNA'sını çekip analizler yapmamız lazım. Evet yine son günlerde yaşanan 8 yaşındaki Narin kızımızı da unutmayalım ve unutturmayalım. Böylesi katliamların altına imza atan şahıslarında adli makamlarca en ağır cezayı almaları için de mutlaka kararlı bir şekilde hem yazılarımızı, hem yorumlarımızı ve en önemlisi de kararlılığımızı sürdürmemizde yarar var diye düşünüyorum.