Türkiye ile Suudi Arabistan arasında neler oluyor! Vakit geldi

Öylesi bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz ki, herkes ekonomik anlamda da kendi güçlerine güç katmanın peşinde olarak görülüyor. Özellikle ABD'nin küresel güç olma telaşına Rusya ve Çin'den karşılıklı işbirlikleri ve yine Kuzey Kore'nin Rusya ile yakınlaşma arzusu ise ülkeler bazında büyük bir soru işareti olarak akıllarda yerini koruyor.

Ve yine Şangay Beşlisi olan ve daha sonra üye sayısını 6'ya çıkaran birliğin de başını Rusya'nın çekmesiyle daha fazla toplanarak ABD ve yancılarına karşı güçlü bir karakter koymak istenen bir paktı da görüyoruz. Bu ülkeler ise; Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan

Ve yine Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın her defasında zikrettiği gibi, Türkiye artık Şanghay Beşlisi'ne daimi üye olarak katılmalıdır sözü de bazı ülkeler tarafından endişeyle izleniyor. Endişeyle diyorum çünkü Türkiye'nin hem coğrafi, hem nüfus olarak güçlü bir ülke olduğunun farkına varılması ve yine savunma sanayisinde atılımlarıyla Şangay Beşlisine güç katacağının işaretlerini diğer tüm ülkeler de farkına varırcasına dikkatle izliyor.

Artık ülkeler arası ekonomik savaşların ve teknolojik anlamda katedilen yolların önemi çok büyük.Eğer siz ülke olarak bu iki alanda da güçlü olmadığınız takdirde başınıza vurup ağzınızdaki yemeği alan çok ülke de oluyor maalesef. İşte tam bu aşamada ülkemizin Arap sermayesi tarafından güçlü yeraltı zenginliklerine sahip olan başta Suudi Arabistan, Katar, Ürdün gibi kalburüstü ülkelerin finansal gücünden ve ekonomik katılımlarından faydalanmak da büyük bir hamle olarak gözükmektedir.

Son olarak Ticaret Bakanımız Ömer Bolat'ın vermiş olduğu verilere göre; Türkiye ile Suudi Arabistan'ın ticaret hacminin 2022 yılında yüzde 41 artışla 6,5 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Karşılıklı ticaretimiz bu yılın 11 ayında, 6,2 milyar dolara yaklaşmıştır. İnşallah geçen yılın rakamını rahatlıkla aşacağız" dedi. 2023 yılında; Ülkeye ihracatımız bir önceki yıla göre 145 artmıştır. Suudi Arabistan'ın toplam ihracatımızdaki payı 1 olup, en çok ihracat yapılan 27. ülke olmuştur.
Bu payların çoğaltılması ve Suudi Arabistan kralı Selman bin Abdülaziz yerine geçecek olan veliaht prens Muhammed bin Selman ile Selman ile birlikte ilişkilerin en üst düzeye çıkarılması da muhtemel seçenekler arasında gözüküyor. Evet hem kardeş ülke Katar ile ilişkilerin çok seviyeli bir şekilde ilerlemesi ve yine Suudi yönetimiyle sık sık bir araya gelinerek ekonomik anlamda seviye atlatılması çok önemli bir gösterge de diğer ülkeler için olacaktır.

Yine geçtiğimiz günlerde; Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Türk-Suudi Koordinasyon Konseyi'nin aktifleştirilmesi protokolünü imzaladıklarını belirterek, "Bu tabii ki iki ülke ilişkileri arasında bir atılım olacaktır, bir dönüm noktası olacaktır.

İki ülke ilişkilerinin "çok üst düzeyde" olduğunu dile getiren Bin Ferhan, mevkidaşı Hakan Fidan ile görüşmelerinde bölgesel ve uluslararası konuları ele aldıklarını aktarmıştı.

Bin Ferhan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 6,8 milyar dolara ulaştığını belirterek,"Biz diyoruz ki tabii ki bütün fırsatları değerlendirelim. Özellikle güçlü bir ekonomi için bunları yapalım. Bugün yeni bir protokol imzaladık. Bu protokolle koordinasyon konseyinin toplantılarını bundan sonra aktifleştiriyoruz. Bütün çalışmalar bu koordinasyon konseyi toplantısında ele alınacaktır. Biz de bunun ileriye götürülmesi için elimizden geleni yapacağız." diye konuşarak, ikili ilişkilerin dünya bazında ne denli önemli olduğunun sinyallerini vermişti. Bakan Ferhan son olarak ise, "Koordinasyona devam edeceğiz. Bu koordinasyon tabii ki olumludur. Sadece ülkelerimizi değil, bütün bölgeyi ve dünyayı da ilgilendirecektir ve onların da yararına olacaktır." şeklinde konuşmuştu.