Peace 2025; Zafer karelerini çok özlemişiz!

Peace 2025; Zafer karelerini çok özlemişiz!

SELMA SAVCI

Evet günlerdir beklenen haber nihayet geldi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump'ın da aralarında bulunduğu20 dünya liderinin katılımıyla Gazze'deki ateşkes anlaşmasına son şeklini vermek üzere Mısır'da 'Barış Zirvesi' düzenlendi.Elbette her şey için çok geç kalınmış olsa da, Gazze için yakılacak tek bir kibrit ışığı bile bu saatten sonra kabul edilebilecek bir seviye olacaktır.

Kadın, çocuk 50 bine yakın insanı hunharca katleden alçak Netanyahu'nun zirveye katılacağının söylenmesi sonrası Başkan Erdoğan'ın uçağını Mısır'a indirmemesi ise hakikaten yıllar sonra bile gelecek nesillerimiz için örnek olabilecekmüthiş bir hareketolarak tarihe geçmiştir.

Şunu unutmamak lazım ki, Müslüman kardeşlerimiz Gazze'de 2 yılı aşkın süredir çok büyük işkencelere, katliamlara maruz kaldı. Bizler ise vatandaşlar olarak buğz ederek bu olaylara iyiden iyiye kilitlendik. Ama gelinen noktadadüşmanımız da olsa birçok devletle diplomasi trafiği yürüten ülkemizin de çok önemli gayretleri sonrası ortak bir mutabakat metni imzalandı çok şükür.Diyorum ya inşallah bu saatten sonra bir tek Müslüman kardeşimizin burnu bile kanamadan huzur içinde Gazze'de yeniden imarın ve hayat şartlarının iyileştirilmesi en büyük dileğimiz olacaktır.

Ama şu asla unutulmamalıdır ki, karşınızda daha önce de ateşkesleri bozan kanı bozuk bir Netanyahu gerçeğini atlamamak lazım. Siz bakmayın onun Trump'a güvercinler hediye ederek, sanki Gazze'de yıllardır soykırım yaptığını unuturcasına hareket etmesine. Bu adam yarın öbürgün yine ateşkesi bozabilecek alçaklıkta bir karakterdir. Onun için ipleri elimizde tutmamız ve bu sefer bu hunharca vahşete imza atan bu Siyonist bozuntularına karşı topyekûn birlik olmanın vakti de gelmiştir.

Şimdi esas soru şu, Gazze'de konuşlandırılacak güçler arasında mutabakatın en büyük destekçileri olan ve Şarm el-Şeyh Anlaşması'nın garantörleri olan; ABD, Mısır, Katar ve Türkiye'nin askeri güçlerinin Gazze'de olup olmaması. Açıkçası Başkan Erdoğan'ın da Gazze'ye Mehmetçik ayak basacak açıklamasının bile içlerimizi kıpır kıpır yaptığını söylemek lazım. Çünkü merhametiyle, azametiyle ayaklarına taş değmesini en son isteyeceğimiz kahraman Mehmetçiklerimizin Gazze'deki barış ortamına katkıda bulunma düşüncesi bile bizler için Türk milleti için büyük bir şereftir.

Rabbim ordumuzu her daim muzaffer eylesin inşallah. Ben Mehmetçiğimizin Gazze'de tesis edilecek huzur ortamında çok büyük bir etken olacağını ve Müslüman kardeşlerimiz için de gönülleri ferahlatacak bir hamle olacağı kanısındayım.
Hem savunma sanayideki üstün teknolojilerimiz hem de ordumuzun kalitesiyle bu işin üstesinden de evelallah geleceğimize inancım tamdır.
Ben yine konunun dağılmaması adına da imzalanan ve hepimizin de bir birey olarak takipçisi olmamız gerektiğine inandığım deklarasyon metnine de yer vermek istiyorum.
İşte imzalanan 'TrumpDeklarasyonu'nun tam metni şu şekilde…

Biz, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması'nın tüm taraflarca tarihî bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır.
Gazze'deki savaşı sona erdirme ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump'ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz.
Birlikte, bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar — Filistinliler ve İsrailliler dâhil — için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız.
Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz.
Kayda değer ilerlemenin ancak iş birliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz.

Bu bölgenin Hristiyanlık, İslam ve Musevilik dâhil olmak üzere, kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihî ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz. Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır.
Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız.


Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez.