Neymiş efendim tarımda mahvolmuşuz ağlayanımız yokmuş...

Neymiş efendim tarımda mahvolmuşuz ağlayanımız yokmuş...

SELMA SAVCI

Malumunuz her defasında tartıştığımız bir konu maddemiz var ülkemiz için. O da tarım ülkesiydik ne hale geldik, öldük bittik. Artık hiçbir şey butopraklarda üretilmiyor hep ihraç ediyoruz diye tartışmalar bütününü hem fondaş medyanın kanallarında kelli felli adamların açıklamalarında görüyoruzve de sokaklarda yaşam alanlarımız olan metrolarda, parklarda her daim bir iki tane bu ekranlardan başka bir hayat felsefesi olmayan zavallıların sözlerinde görmüşsünüzdür mutlaka.

Neymiş efendim tarımda mahvolmuşuz ağlayanımız yokmuş...Yahu bu memleketin topraklarındaki bereket Rabbimizin 'Kün fe yekün ifadesi' ile "Ol der ve olur"... Öyle muhteşem bir toprak hazinemiz var ki baktığınız zaman, Doğu Anadolu'sundan tutun da Karadeniz ve İç Anadolu'nun uçsuz bucaksız ovalarındaki binbir türlü besin kaynağının fışkırdığı ve emektar çiftçilerimizin her defasında karşımıza çıktığı bir iklimdeyiz aslında.

Ama diyorum ya, biz ne dersek diyelim, bir iki tane müptezel çıkıyor özellikle de sosyal medya denilen lağım çukurundayalan yanlış açıklamalar yaparak insanların zihinlerini zehirleyebiliyor.Şimdi ben sizlere o ekranlarda çıkan sözüm ona profesörlerin kulaklarına fısıldanan hayal mahsulü ürünlerle değil, rakamlarla konuyu derinlemesine anlatmayı düşünüyorum.
AA'nın verilerine göre; Türkiye tarımda 7 üründe dünya lideri oldu, 22 üründe ise ilk üçte yer aldı. Türk çiftçilerinin ürettiği ürünler dünya sofralarına lezzet katarken, Türkiye fındık, incir, kayısı, haşhaş, kiraz, ayva ve keçiboynuzu üretiminde dünyada zirvede yer almayı sürdürüyor. Ve yine ülkemizin bereketli toprakları sayesinde Türkiye 650 bin ton fındık üretimiyle İtalya'yı, 192 bin 237 ton ayva üretimiyle Çin'i geride bırakırken, dünya haşhaş üretiminin yüzde 75'ini gerçekleştirerek rekorları altüst etmeye devam ediyor.

İşte bu rakamlara baktığınız zaman gerçekleri görmeniz ve ona göre analizlerinizi yapmanız daha da anlamlı hale gelecektir.
Türkiye genelinde nisan ayındaki kar yağışı ve soğuk havanın etkisiyle yaşanan zirai dondan başta kayısı olmak üzere üzüm, incir, elma, erik, kiraz, vişne, fındık, ceviz, badem, şeftali, Trabzon hurması gibi ürünlerin etkilendiği gerçeğini de unutmamak lazım. Böylesi bir doğal afet yaşamamıza rağmen yukarıda verdiğimiz rakamlar aslında bize ülkemizin Allah muhafaza etsin daha büyük doğal afetlerden ama hakikaten ayakları yere basan politikalarla ve çiftçilerimizin emeklerinin her daim desteklenmesiyle ne denli büyük bir havuz olduğunu da unutmamak lazım.İki-üç tane sözüm ona tarım uzmanı sıfatı altında ekranlara çıkıp bir iki tekil örnek üzerinden ülkenin tarım politikasını aşağılamayı marifet sanan tiplemelere takılmamalıyız.
Ben şunu demiyorum yahu rakamlara göre iyi durumdaysak bırakalım işin ucunu tarıma desteği kısalım elbette söylemiyorum. Çünkü zirai don olsun, seller, dolular derken bu tür felaketleri de düşündüğümüz zaman önlemlerin de alınması muhakkak gereklilik arz etmektedir.

Takip ediyorsunuz mutlaka; yıl sonuna doğru ülkemizin bakanlıkları her gün TBMM Plan ve Bütçe komisyonunda yeni yılın bütçesi üzerine sunumlar yaparlar. Geçtiğimiz günlerde de Tarım ve Orman Bakanlığımız bütçe sunumu yaptı. Burada söz alan Elazığ Milletvekilimiz Ejder Açıkkapı'nın yazımıza ışık tutan şu sözlerine de mutlaka yer vermek istiyorum. Ne diyor Sayın Vekil, "Türkiye, tarım ve gıdada net ihracatçıdır. 2024 yılında 32,6 milyar dolarlık tarım ve gıda ihracatı yapılmıştır. 2024'te 10,8 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğimizi de görüyoruz. Son 23 yıl içerisinde ihraç ürünlerimizin çeşidi 2 bin 218'e ulaşmıştır.Bu oldukça dikkat çekicidir. İhracat yaptığımız ülke sayısı ise 186'ya ulaşmıştır. Türkiye ithalatçı bir ülke değil, aksine ihracatçı bir ülke konumundadır." İşte böylesi bir açıklamalar bütünü elimizdeyken sağa sola daha bakmaya aslında gerek yoktur diyebilirsiniz. Ama devam edelim gerçekleri sisli bir havanın içerisinde değil de yalın ve çıplak bir güneşli hava nezdinde değerlendirmeye...