Müslüman ülkeler arasında kopukluk, ilmek ilmek katillerin planlarına yarıyor
Selma Savcı
İran ve İsrail arasındaki savaş gün geçtikçe şiddetini artıyor. Elbette bizler Katil İsrail'in karşısında kim varsa onu tutmak zorundayız. Geçtiğimiz hafta da İran'ın çok da masum olmadığını da düşünürsek, bu savaşta Allah onların yardımcısı olsun diyebiliriz her koşulda. Çünkü karşılarında birkan emici vampir olan Netanyahu'nun it sürüleri var.
Siyonistlerin İran'a saldırma nedeni ise oldukça manidar. İsrail, İran'ın nükleer silahı olduğunu bahane ederek, özellikle Tebriz ve Tahran'a bomba yağdırarak zalimliklerini tıpkı Gazze'de olduğu gibi burada da sürdürme gayretindeler
Ama kimse katil sürülerinin 1950'lerden beri hem atom bombası hem de nükleer testlerde hamleler yaptığını yüzlerine söyleyemiyor. Çünkü arkalarındasarı şeytan Trumpolduğu için. Şunu da mutlaka ekleyelim, nükleer silahlara bugüne kadar devasa bütçeler ayıran ve her defasında bunu açıkça da deklare eden bir katil devlet karşımızda duruyor.
Ben şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, katil İsrail'in bu bahanelerle daha çok yol alacağı aşikar duruyor. Çünkü karşılarında dimdik duran bir devletler topluluğu maalesef yok. Özellikle çuvaldızı kendimize de batırırsak,Müslüman ülkeler arasındaki kopuklukbu it sürülerinin iştahını fazlasıyla artırmakta. Evet her ne kadar bugüne kadar İran-İsrail atışmalarındaki zayıf İran devletinden bugün beklediğimiz tepkimenin fazlasıyla çıkması bir umut olsa da bunun kalıcı bir güçle ittirilerek hain İsrail'in yok edilmesi en büyük dileğimiz kuşkusuz.
Ben açıkçası İsrail'den kaçan Yahudi topluluğunun bu travmanın etkisinden kolay kolay kurtulamayacağını düşünenlerdenim. Düşünebiliyor musunuzGazze'de tek taraflı bir bombardıman yapan ve 50 bine yakın Müslümanı kadın çoluk çocuk demeden katleden bir İsrail'in bugün geldiğimiz noktada duvara tosladığını rahatlıkla söylemek mümkün.Ve en önemlisi de; kendi silahlarının artık bir işe yaramadığını ve tek taraflı bir savaştan öte, daha güçlü ve daha kararlı bir devletle karşı karşıya kalmaları aslında hem enkazlarından hem ağlayan Siyonistlerden ve en çarpıcı olanı ise aciz bir İsrail görüntüsünün tüm dünyaya verilmesi, Katillerin bugün ve yarın daha da korkarak bazı şeylere karar vereceğini söylemek mümkün. Bu aşamada ülkemizin konumu ve kararlı adımlarının da diplomaside çok anlam teşkil edeceğini söyleyelim. Hem dış politikadaki çeşitliliğimiz ve gücümüzün ortaya çıkması ve hemen her gün devlet liderleriyle Cumhurbaşkanımızın telefon görüşmeleri yaparak tansiyonun bir an önce düşürülmesi gayreti takdire şayan.
Ama İsrail'in İran sonrası hedefinin Türkiye olduğu da birçok dış makalede çok açıkça beyan ediliyor.İlmek ilmek işlenen katillerin planlarının ülkemiz sınırları içerisinde vuku bulması onların en büyük talihsizlikleri olacağı mutlaktır. Ama burada biz sınırlarımızı ve İsrail sürüsüne karşı dünyada izlenen politikalar zincirinde daha da önemli bir köşede durarak bu gayretimizi ve gücümüzü her defasında masaya vurarak göstermeliyiz.