Son dönemin tartışmalı yapımlarından birisi olan ve cuma günleri Show TV'de yayınlanan Kızılcık Şerbetinin yeni sezonda da devam edeceği açıklandı. Böylesi pespaye bir dizinin hala ekranlarda ve evlerimizin derinliklerine kadar getirilmesi ise hakikaten çok ayıp oluyor artık
Barış Kılıç Evrim Alasya, Sıla Türkoğlu, Müjde Uzman, Sibel Taşçıoğlu gibi isimlerin oynadığı ve her ne hikmetse her bölümde skandallarla adından söz ettirmeyi başaran ve Dallas vari kimin elinin kimin cebinde olmadığını gösteren bu yapım için neden hala kalıcı bir çözüm bulunmaz hayret doğrusu. Şu denilebilir 'izleme kardeşim' sende. Ama böylesi bir kasıtlı yapılan projenin toplumun ahlakını bozmasından tutun da, Müslüman profiline yakışmayan hareketleri güya muhafazakar kesim üzerinden izleyiciye sunan dizinin sırf kendi ceplerini doldursun diye böylesi iftiralar yumağına sarılması ve hala prim toplaması kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.
Müslüman profili üzerinden ilerleyerek toplumun ahlakını bozmaya çalışan dizi göstermiş olduğu yanlış 'Müslümanlık' ile toplumun değerlerini de adeta hiçe sayarak, çirkin ve bir o kadar da ahlaksız ilişkiler zincirinin normalleştirme çabasıyla süslenmesi mideleri fazlasıyla bulandırıyor artık.
Hatırlayın, bir tesettürlü bayanın gerdek gecesinde intihar edişini bile malzeme yapacak kadar mahremiyete saygısızca yaklaşan ve onun üzerinden reyting devşiren bir diziden söz ediyoruz ve yine tesettürlü olan bir hanımın aldatılması karşısında, bir başka hanım üzerinden verdiği ve muhafazakar yapılı bir aileyi ekranlarda rezil duruma düşüren o sözlerini de unutmamak lazım..
Ahlaksızlık Türkiye'yi ayağa kaldırdı! İzleyenlerin midesi bulandı, çok büyük skandal...
Boşanmayı reddeden ve kendisinden boşanmak isteyen eşiyle yüzleşen Pembe'nin Abdullah'a söylediği "Madem gönlün kaydı hevesini alsaydın. Niye dillendiriyorsun sen bunu Herkes nasıl yapıyorsa, ne yapıyorsa sen de öyle yapsaydın. Boşanmak ne demek Alev yuva yıkan adi bir kadın. Ben sıkıntı çekmeyeceğim, asıl sıkıntıyı siz çekeceksiniz. Ben senden boşanmayacağım" sözleri aslında senaryodan öte kurgulanmış ve bir kesimi aşağı çekmeye yönelik çok net sözlerdir.
Öncelikle şunun altını çizelim, kadınları bu denli seviyesi düşük profiller olarak göstermek başlı başına büyük bir ayıp ve ahlaksızlıktır. Bir tarafta tesettürlü ve tesettürsüz ayrımıyla birlikte aile yapımızın dinamitlenmesi istenmekte ve bunu milyonların beyin loplarının arasına serpiştirerek bağnaz düşünce tarzlarını en kötü şekilde lanse etmekten öteye geçmemektedir.