Bir bitmediniz eskimiş dedeler...

Bir bitmediniz eskimiş dedeler...

SELMA SAVCI

Gün geçmiyor ki memleketimizde bir gariplik yaşanmasın, bir siyasetçi eskisi, halkta gram kadar karşılığı olmayan dedeler çıkıp piyasaya reklamın iyisi kötüsü olmaz anlayışıyla yola çıkmasın. Dünden beri konuşulan bir konu var malumunuz… Tesettürlü bir İngilizce öğretmenimiz dersini müzik eşliğinde veriyor, yani öyle bir yöntem bulmuş kendince ve dersini öğrencilerine aktarmaya çalışıyor.

Buraya kadar hiçbir şey yok di mi, sayısız videolar var, sayısız tesettürlü olmayan öğretmenlerimizin eğitim verdiği ve bunu videolarla süslediği görüntüler bütünü varken, neden acaba bir tesettürlü hanımefendinin üzerine gidilerek hakaretvari açıklamalar yapılır…

Ne demiş bu halkta karşılığı olmayan siyasetçi eskimiş dedemiz, İngilizce öğreten tesettürlü öğretmenin videosunu paylaşarak, "Her mesai günü 7 milyar lira vergi verdiğimiz eğitim, Türkiye'nin Yüzyılı" notunu düşerek aklınca kendi tayfasına şirin gözüken, o modernizmin simgesi anlayışı kendince yorumlama işine girerek bence daha dakomikleşen bir zihniyetin temsilcisi olduğunu bizlere gösteriyor.

Yahu kadıncağız, istediği yöntemle kafasında inandığı bir eğitim modeliyle ahlak kurallarını aşmadan sınırları zorlamadan bir eğitim veriyorsa bu seni niye rahatsız eder be adam.. Neden biliyor musunuz,68 yaşında bir eski siyasetçinin gündeme gelmesi için yapması gereken ne olabilir.İşte böylesi değerleri olan bir toplumun sinir uçlarıyla oynamakla gündeme gelebileceğini zanneder.

Bakınız, bu eğitim modelindeki şarkı söyleyerek bir sistem sanki tesettürlü hocamızın her an her saniye böyle ders anlatıyormuş havası estirilerek, Türkiye Yüzyılı vizyonundaki eğitim sistemimizi kötüleme senteziyle ilerlemenin ne bu şahsa ne de ülkemizin eğitim sistemine bir faydası olmayacaktır. Sırf biz de zamanında AKİT TV ekranlarında da sayısız programa çıkarak, ağzının payını aldığı ekranlardan tanıdığımız Cem Toker'in bugün gelinen noktada kısır bir döngü içerisinde kalarak genç bir kadıncağız üzerindenspesifik bir değerlendirmeden ziyade sığ bir konu üzerinde tepinmeyi tercih eden bir karakteri de haliyle görmek zorunda kalıyoruz.

Ben her defasında şunun altını çizmek istiyorum, doğru ve kendine has üslupları ile bir metot belirleyen eğitimcilerimizin arkasında durmalı ve özellikle kimlikleri üzerinden birtakım gruplar tarafından aşağılanma yoluna kesinlikle sokulmayacağını bu karakterlerin de anlaması lazımdır. Tesettürlü olmasa eminim ki bu hanımefendiyi yere göğe sığdıramayacak bir zümrenin de ortalığa düşüp "halk kahramanımız" etiketiyle PR'nın yapılacağını da görecektik.