Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın...
Selma Savcı
Son zamanlarda bağımlılık kavramını çokça duyar olduk maalesef. Hem dijital bağımlılık olsun hem sanal bahisten ilerleyen bir kesim olsun, her defasında ülkemizin manevi boyutunu kesebilecek bu tehlikeli boyutta önlemler zinciri alınsa da hala istenilen seviyede değiliz.
Öncelikle bunu oturduğum yerden yorumlamıyorum.Ülkemizin mihenk taşlarından olan bir kuruluşumuz olan Yeşilay'ın verilerine bakarak değerlendiriyorum. Büyük bir gayret sarf ediliyor olsa da sokakta gördüğümüz gençliğimizin daha da bu olaylardan etkilenmemesi adına daha da gayret sarf edilmesi ülke olarak kuşkusuz.
Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, kurumun 105 yıldır bağımlılıklarla mücadelede kesintisiz çaba yürüttüğünü söyleyerek geçtiğimiz günlerde bir rapor açıkladı. Bu rapora göre, "Yeşilay Danışmanlık Merkezi olan YEDAM'a başvuranların sigaraya başlama yaş ortalaması 16,91 ve başvuranların yüzde 62,9'u sigaraya 18 yaşından önce başlamıştır. Erkeklerde sigaraya başlama yaş ortalaması 16,14 olup, erkeklerin yüzde 68,6'sı 18 yaş altındayken sigaraya başlamıştır. Kadınlarda ise ortalama başlama yaşı 18,11'dir ve kadınların yüzde 54,2'si sigaraya 18 yaşından önce başlamıştır" bilgileri paylaşıldı.
Gördüğünüz üzere sigara denilen illetin ülkemiz sınırları içerisindeki payına ve yaş ortalamasına baktığınız zaman hakikaten üzücü bir noktadayız. Bu noktadan hareketle Yeşilay'ın yaptıklarını ayakta alkışlıyorum kuşkusuz lakin, biz toplum bilinci üzerinden bir takım okumalar yapmamız gerekmektedir.
Sadece bir kuruluşun üzerine yıkarak bu olayı sıyrılmamız ve bunları böylece değerlendirmemiz hoş bir durum olmasa gerek.
Ve yine Yeşilay'ın da üzerinde durduğu;alkol, madde, tütün, kumar ve internetle ilişkili bağımlılıklarolmak üzere beş bağımlılığa karşı mücadele etmeye ve farkındalık çalışmalarıyla toplumu bilinçlendirmeye devam etmelerine ferdi olarak da destek vermeli ve bunu toplumsal bir düzeye yayarak bizler de elimizi taşın altına değil, tüm gövdemizi koyarak hareket etmeliyiz.
Ne yapılmalı mesela, gençlerimizi görünce"bahane yahu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın"demektense tatlı tatlı uyarılarda bulunabilir ya da onları böylesi güzide kuruluşlarımıza yönlendirerek hayatlarına dokunabiliriz.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti bu konuda yıllardır yaptıkları özverili çalışmalarla hakikaten bir ışık oluyor bağımlılarımıza... Ve yine geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber de beni çok etkiledi... Bunu da siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum...
Çorum'da sanal kumar nedeniyle hayatı altüst olan 37 yaşındaki M.Y, Yeşilay Danışmanlık Merkezi'nin (YEDAM) desteğiyle bu bağımlılığından kurtulup hayatında yeni bir sayfa açmış. Evli ve 2 çocuk babası M.Y, özel bir şirkette pazarlamacı olarak çalışırken bir arkadaşının "bir defadan bir şey olmaz" önerisiyle sanal kumar oynamaya başladı. İlk oynadığında, aylık kazancının yaklaşık 3 katı para kazanan, "hep kazanacağım" umuduyla kumar oynamayı alışkanlık haline getiren M.Y, zamanla kumar bağımlısı haline geldi. Kaybetmeye başladığında ise zararını telafi etmek için daha büyük meblağlarla kumar oynayan M.Y, 4 yılda bütün birikimini kaybetti. Yuvası yıkılmanın eşiğine gelen M.Y, kumar bağımlısı olduğunun farkına varıp, bağımlılıktan kurtulmanın yollarını aramaya başladı. Sosyal medyada gezinirken YEDAM'dan haberdar olan M.Y, 115 danışmanlık hattını arayarak YEDAM ile iletişime geçti. Kumar bağımlılığından kurtulmak için yaklaşık 1,5 yıldır YEDAM'dan yardım alan M.Y, 4 yıllık manevi kayıplarını telafi ederek, ailesiyle mutlu bir yaşam sürmenin planlarını yapıyor...

19